IŞİD’in Sosyolojisi- İhanet Çemberi, 2015.
Tekfirci Selefiliği ” temsil eden IŞİD'in “Tekfirci Vehhabi” Selefi geleneğin kökeni nedir? Bu akademik kaynak eser, 4 ayrı kategoride IŞİD’in eleman bulma mitleri, sembolleri, kullanılan dini jargon ve stratejilerini mercek altına aldı. Zekice bir çerçeve sunuyor. Sosyolojik olguları popüler teorilerle birlikte başarıyla sunabilmesi açısından da bu araştırma akademiye farklı bir bakış açısı sunuyor. Mercidabık gibi mitolojik argümanların, dini terminolojinin ve sosyal medyanın IŞİD propagandasında ve militan kazanımında nasıl kullanıldığı mükemmel biçimde anlatıyor. Referans ve kaynak kullanmada cömert davranılan, farklı görüşteki bilgileri eğitimsel biçimde hassasiyetle biraraya getirebilmiş, hafızalarda yer edecek, etkileyici ve unutulmayacak bir çalışma niteliği taşıyor. Oldukça karmaşık bilgileri çok değişik kaynaklara ulaşarak mükemmel bir uyum içinde sunan bu mükemmel araştırma, dünya akademisine çok etkileyici bir kaynak kazandırmıştır. “IŞİD’in Sosyolojisi- İhanet Çemberi” sağlam bilgilere dayanıyor.
https://www.academia.edu/19821391/I%C5%9E%C4%B0D_in_Sosyolojisi_%C4%B0hanet_%C3%87emberi
Selefilik beşe ayrılır. Sahabiler, Tabin, tebeyi tabinle, Selefi Salihin ilk saf çeşidi idi. Hakiki Müslümanlardı. Bu dönemin Abdülkadir Geylani’nin tarikatları kurumsallaştırmasına kadar sürdüğü varsayılabilir. İslam’ın altın çağındaki alimler, ‘2. Selefi Türü’ oluşturuyor. İbni Arabi bir selefi idi. Mevlana Rumi'ye, İmam Rabbani'ye kadar devam etti. Suudi devleti 3. Tür üzerine devletleşti ve İngiliz istihbaratı altınlarıyla Osmanlı nefreti ve aşırı Arap milliyetçiliği doktrini üzerine bir dikta rejimi kurdu. Emevi İslam'ı Süfyan Erdoğan ile AKP'de yaşıyor.
Şiddet Vehhabisi, 4. çeşididir ve kaynağını Hanbeli ekolünden gelen Şii karşıtlığına dayalı İbni Teymiye Kur’an yorumundan alır! ABD'nin Suudi Arabistan'da 5 askeri üs kurması, 1979'de Sovyetlerin Afganistan'ı işgali ve Humeyni'nn İran'da Şii darbesi ile başlar. Tekfircilik Mustafa Şükrü ile Mısır'da alevlenip büyütüldü. MİT, Mart 2016'da Ahrarı Şam çatı terör örgütü yönetimini Recep önderliğinde kurarak El Kaida yönetimini MİT'e emanet etmiştir.
Üsame Bin Ladin gibi zengin ve eğitimli Selefi çocuklarını CIA ustalıkla kullanmıştır. El Kaida bu projenin adıdır. Bağdat’ı işgal eden Hülagu komutasındaki Moğol ordusunda Şii alim Nasreddin Tusi’nin başdanışman olması Hanbeli Sünni İslam’ın da keskin tepkilere neden oldu. İbni Teymiye tefsiri bu travmanın ürünü olduğu için aşırı Şii karşıtıdır. Ladin ise Şii karşıtı değildi, batı karşıtı idi. Selefeliğin ilk iki çeşidi Asrı Saadet İslam’ına dönme ve ayakta tutma, İslam’ı evrensel kılma akımlarıdır. Vehhabi İslam’ı İngiliz ürünüdür. IŞİD, kirli Strafor ve Rothchild İngiliz Yahudi Gladyo haydut yapılanması tarafından destekleniyor. İslam düşmanlarının hedefi hırsız Erdoğan gibi kirli İslam ile dinsizliği yayıp kaoslar çıkarmaktır.
IŞİD, bir Vehhabi İslam’ı öcüsüdür. IŞİD, ‘petrodolarlar’la 1980’lerde CIA’nın devletsiz yapıda kurdurduğu El Kaida’nın devlete dönüştürülmüş son global ve yerel kötü silahıdır. 5. türdür, 2009'da Ürdün'de tezgahlanmıştır. Suudi Arabistan kraliyet Vehhabi rejimi ile uzun yıllara dayanan ilişkiler sonucu Abdullah Gül, Ahmed Davutoğlu ve Erdoğan üçlüsünün hastalıklı siyasal İslam çizgisinden böyle bir anomali doğması destek çıkması normaldi. Ancak herkesin desteklediği ayrı bir IŞİD öcüsü var! IŞİD, yeni kolonicilerin haritaları petrol, gaz ve su kaynaklarına göre aralarında paylaşırken, Müslümanları bölme, parçalama ve yutma projesinin kirli adıdır. Sünni İslam'a saldırı ve ihanet projesisidir. Büyük Kürdistan'ı kurmakla neticelenecek IŞİD projesi, bir mezhep savaşıyla Müslümanları birbirine kırdırmayı da amaçlıyor. Batılı kolonicilerin yeni imtiyazlar alarak bölgeyi sömürmesine yol açan IŞİD projesine destek verenler, büyük bir ihanet içinde olan Batılı kolonicilerin kuklalarıdır. Gerisi lafı güzaf...
https://www.academia.edu/20103416/Global_S%C3%BCfyan%C4%B1n_Mehdi_Ordusu
15 TEMMUZ VATANA VE MİLLETE İHANETTİR. ERDOĞAN VE HARAMİLERİ SUÇLUDUR VE TÜM İHANET BİLEŞENLERİ HESAP VERECEKTİR. TSK'YI YOK ETME KONSORSİYUMU ŞEREFSİZDİR, ONURSUZDUR, ALÇAKTIR. FETÖ JARGONU ARKASINA SAKLANAN KAHPELERDİR. VATANSIZLAR BİRLİĞİ CUMHURİYETİ YIKMIŞTIR... 15 TEMMUZ 2016'DA TSK YIKILDI VE TÜRKİYE DÜŞMAN İŞGALİNE UĞRADI. AKINCILAR ÜSSÜNDE HAKSIZ YERE SUÇLANIP MÜEBBETLER VERİLEN KAHRAMAN TSK ASKERLERİNİN SON SÖZLERİ BU KİTAPDA BİRARAYA GETİRİLDİ. ASKEROĞLU ÖLMEZ... TÜRK ASKERİNİ KAFESLEMEK İÇİN KENDİ KENDİNE DARBE UYDURAN ERDOĞAN, HULUSİ AKAR VE HAKAN FİDAN VATANA İHANETTEN YARGILANMALIDIR. MGK, VATANA MİLLETE İHANET ETMİŞTİR.
İlk defa 2004 yılında Q-Matris yayınevi tarafından Matrix’in 11 Eylül Kurgusu, daha sonra ise Karakutu yayınlarınca Net Kırılma adıyla 2005’de basılan bu kitap, yenilendi. Gazeteci ve yazarlar Fehmi Koru’nın ifadesiyle belgeseli çekilecek derin bir araştırmadır. Nuh Gönültaş’ın tabiriyle, 21.yüzyılın en büyük yalanı ile kıyamete doğru gittiğimizi anlatıyor. 3 Mayıs 2011’de Matrix’in kurguladığı dünyaya yeni balonlar sunuldu. Yeni sorular ortaya çıktı. Bin Ladin, öldürülmeden uzun bir süre önce Amerikan güçlerinin elinde ve kontrolünde miydi? Ladin, 6 Şubat 2009’da Pakistan’da hastalıklarından dolayı mı öldü? Dondurulan Ladin’in cenazesi, İran gizli servisi tarafından Kuzey Irak’ta Peşmergelere ve kod adı Turan olan Türk subayına neden teslim edildi? El Kaida’nın yeni lideri gösterilen Zevahiri ve lider kadrosu, hasta olan bin Ladin’i öldürüldüğü Abbottabad’a 2004’de yerleşmeye neden ikna etti? Sahte Ladin kasetlerini halen kim piyasaya sürüyor? Netkırılma kitap Yaşananlar ne bir rüyaydı ne de bir Hollywood filmi. 21. yüzyılın en büyük yalanı ile kıyamete doğru gidiyoruz. Bu kitabı okuduktan sonra Matrixin kurgusu 11 Eylüle farklı bir gözle bakmaya başlayacaksınız. Ya sunduğumuz delillerle tatmin olacak, Matrixin fanusdan çıkacak ve beyinlerinize, kalplerinize vurulmuş zincirlerinizi kıracaksınız veyahut da hepsine komplo teorisi deyip Matrixin size sunduğu aldatıcı hayal dünyasında, yaşamınıza, gerçekleri yok sayarak devam edeceksiniz. Hangi dünyanın gerçek olduğuna kara vermekte zorlanacaksınız. Gerçeği savunan Matrixin ajan Smithleri mi yalancı yoksa karşı cennahta Matrixin dünyayı yok etmesine engel olmak isteyen Neolar mı beklenen kurtarıcı? Pes etmeyen 100 bin İnternet Komiseri tüm dünyada açtıkları web sayfalarıyla Matrixin balonlarını patlatmaya çabalıyor. Bir iğne de siz batırın. Bu kitabı okuduktan sonra 11 Eylül saldırılarına, Afganistan ve Irak´ın ABD tarafından işgaline ve petrol savaşlarına farklı bir gözle bakmaya başlayacaksınız. Ya, sunduğumuz delillerle tatmin olacak, veya ´bunların hepsi komplo teorisi´ deyip size sunulan aldatıcı hayal dünyasına sığınarak yaşamınıza devam edeceksiniz. Veya aşağıdaki soruların cevabını arayacaksınız… İngilizler tarafından İslam´ı bölmek adına ortaya çıkartılan Usame Bin Ladin´in de bağlı bulunduğu Vehhabizm tarikatına karşı, ABD Başkanı Bush´un mensubu olduğu Hıristiyan Evanjelizm tarikatının, yıllar sonra Afganistan ve Irak´ta karşı karşıya getirilerek çatışma haline sokulması bir hesabın sonucu mu?
Global ve yerli İlluminati, ülkemizde taktik değiştirdi ve ilk defa muhafazakar insanları ve Kürtleri de bünyeye aldı ve ülkenin gerçek sahiplerine karşı savaşımı sürdürüyor. Ergenekon soruşturmasında, örgütün dış istihbarat örgütleriyle ve masonlarla bağlantısı olduğuna polis ulaştı ama üzerine gidilemedi. Çarklar tersine dönüyordu, masonların çöküşü, Ergenekon'u ve içimize yerleştirdikleri baronlara ve askeri vesayete dayalı derin gücü bitirebilirdi. Bu nedenle ahtapotun bir parçası kesilerek yeni bir yapı kuruldu, adına da Göktürk denildi. Ve Ergenekon ile savaş sona erdi. Bundan sonra AK Parti derin devletin üzerine gitmeyecekti, ittifak kurarak Türkiye'yi yıkacaktı. Başörtülü AKP ve Erdoğan ile ezilecekti. Bu Herc ü Merc'i kim durduracaktı? Şeytan mı kazanacaktı, yoksa Hz. İsa yeniden gelip hakem olacak ve adaleti mi sağlayacaktı. Şeytanları bilmeden, melekleri tanıyamazsınız.
https://www.academia.edu/32257203/Her_ta%C5%9F%C4%B1n_alt%C4%B1nda_Illuminati_mi_var
Almanya neden HDP'yi koruyor ve Kürt isyanının siyasileştirmesi sürecini yönetiyor? Erdoğan Süfyan'ı ve Saldıray Berk askeri Süfyanizmi Göktürk Gladyosu ile temsil ediyor. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ise Büyük Kulüp Başkanı olarak yerli Gladyo'nun yeni başkanlığına getirildi. Almanya, Türk ekonomisinde 40 yıldır 1. yerde. Almanya'nın Erdoğan'dan elini üzmesi ve Hürriyet gazetesinin de yarı sahibi olan Springer'in ülkeden çekilmesiyle kafalar ve işler karıştı. Dünya ayrışıyor ve 3. dünya savaşında yıkımına karar verilen ülke Türkiye oluyor. Hitlerizmi getiren yeni Ergenekon olan Göktürk yapılanması Erdoğan'ı kullanıyor. Avrupa’da artan ırkçılığın merkezi olan Almanya’da, Gladyo’nun Derin Devleti Kılıç, Alman Gençliği Birliği (BJD) ile yabancı düşmanlığını körüklüyor. Son Gladyo olarak tasfiye edilmeden kalan Kılıç, Ergenekon’ı da yöneten derin güç. Almanya’nın Amerikan çıkarlarına hizmet eden Kılıç’tan kurtulma kararı alması halinde Ergenekon sürecinde olduğu gibi ortaya kirli Alman ve Amerikan bağırsakları dökülecektir.
https://www.academia.edu/29700176/PANZER_VE_K%C3%9CRT_%C4%B0SYANI
Şeytan Tapınağı emriyle zulümler görmüş, katledilmiş, hakları gasp edilmiş, travmalara uğramış nice masumların aziz hatırasına hasr edilmiştir. Şeytan Kilisesi, Anton Szandor LaVey'in 1969'da yazdığı Şeytani İncil'de ifade edilen satanizmi uygulayan dinî organizasyon. LaVey'in ölümünden sonra Şeytan Kilisesi'nin başına Peter Howard Gilmore "baş rahip" olarak geçmiştir. İlk Şeytan Kilisesi, Şeytan Kilisesi'nin baş rahibi Peter Gilmore'un düşünceleri ve faaliyetlerine karşı çıkan, Anton LaVey'in kızı Karla LaVey; "First Satanic Church" (İlk Şeytani Kilise) oluşumunu kurmuştur. Set Tapınağı, 1975 yılında Amerika'da, eski bir rahip olan "Michael Aquino" tarafından kurulan; Mısır tanrısı Set'e tapınma amaçlı okült organizasyon. Kimi çevreler tarafından teistik satanist bir organizasyon olarak tanımlanmıştır. Dokuz Açılar tarikatı, daha çok küçük gruplar halinde Avrupa'da görülürler ve bazıları satanist olarak tanımlanır. Bünyesindeki iki ana grup dikkat çeker. Bu gruplar gelenekçidirler ve antik kaynaklara saygı gösterirler, daha keskin ve katı yaklaşımları vardır. Luciferizm, kendilerini, şeytanın en seçkin topluluğu olarak gören ve gizliliğe önem vermeleri nedeniyle günümüzde de ne tür törenler ve etkinlikler yaptıklarına dair çok fazla bilgi bulunmayan bir teistik satanizm mezhebidir. Kimdir Şeytan Tapınağı'nı ilk kuranlar? Hangi Mabed şeytana hizmet ediyor? Devlet Dinlerinin kurduğu din ve kültürler hangi ırktan, dil, renk ve kültürden olursa olsunlar, Şeytan Tapınağı kölesi nasıl oluyorlar? Bir ırka karşı ayrımcılık yapmak değil bu eserin gayesi. İsrailoğulları adlı lanetlenen kavim, aynı özellikleri sergileyen herhangi bir kavim bugünde olabilir. Kur'an, ayrımcılık ve ırkçılık yapmaz. Anlatılmak istenen hasiyetler ve karakterler, kolektif din ve kültürlere geçmiş isimlerle ahlaki dersler vermek hedeftir. Nifak merkezi, dün Yahudi ırkı olabilir, bugün Türk ırkı arkasında saklanan Pakrudini bir çete olabilir. Münafıkların binbir türlü maskesi, şeytanın çeşit çeşit yüzleri var. Şeytan, 21 değişik güzergahtan inan ve insalığa sürekli saldırıır. İman ve küfür mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir. Küffar ve küfür, yalan söyleyen, iftira atan, kamu ve kul hakkı yiyen hırsızlardır. Terörle korku meydana getirmek ve Şeytan Tapınağı'nda diktatörlük kurmak Lusifer Şeytanı'nın tek hedefidir.
https://www.academia.edu/32257325/%C5%9Eeytan_Tap%C4%B1na%C4%9F%C4%B1
RED BOOK-2011 Silinen Türkiye, 2011.
Red Book kitap ismi, üzerinde doktora yazdığım Amerikalı Psikiyatrist Car Gustov Jung’ın aynı adlı eserinden ilham alınarak konulmuştur. Kırmızı Kitap. 2011’den itibaren Türkiye’nin nereden nereye sürüklendiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmada her yazarın ismi ve yayınladığı kaynak gösterilerek, 2011’de önemli gördüğüm yazılar alıntılanmıştır. Diğer makaleler, şahsım tarafından çeşitli medya organlarında 2011’de yayınlanmıştır. Savrulduğumuz, kırıldığımız Red.
Red Book 2011’in devamı Almanak serisi gibi olacaktır. Red Book 2012 ve devamı. Bu hikaye burada bitmedi. Süfyan Erdoğan, tüm medya organlarını kapatmakla kalmadı, arşivlerini de sildirdi. 1000 kütüphane kapatıldı. 10 binden fazla gazeteci işsiz kaldı, hapsedildi veya yurtdışına hicret etmek zorunda kaldı. Akademisyenlerde benzer akibete uğradı. KHK’lerle işinden edilen aydın sayısı ile 100 yeni üniversite kurmak mümkün. Gladyo operasyonu 2011’de başladı. Bu nedenle Havuz medyasına yavaş yavaş dönüşen, devşirilen bazı yazarların 2011’de neler yazdıklarını okumanızda fayda var. Çizgim hiç değişmedi. Doğru ya doğru, yanlışa yanlış.
Tarihin yok edilmesini gaye edinen ve Moğollara denk bir bilim, kitap ve insan yıkımı yapan Erdoğan ve AKP rejimi, Ergenekon ile ittifak kurduktan sonra ülkemizi yaktı ve yıktı. Bunun bir İslam devrimi olmadığı çok açık. Kemalist devrime de pek benzemiyor. Erdoğan bir Boston Korkuluğu ve ÖCÜ haline getirildi. Müslüman Hitler yapıldı. AKP, Nazi Partisi oldu, Süfyanizm’e hizmet eden devlet bürokrasisi ise SS subaylarına dönüştü.
Erdoğan'ın sapık Fatimiler zihniyetindeki Afganistan Şii şeytanı Gülbeddin Hikmetyar'ı Bakanlar Kurulu, tabi Saray kararıyla BM terörist listesinde olmasına rağmen, listeden keyfi çıkarması, büyük bir afetin habercisidir! Bu tekfirci cihadcılar hangi ülkeye girse orayı hepten topyekun yıkmıştır! En yobaz sözde müslüman türüdür. Hikmetyar’ın sahte Mehdi ordusu Horasan grubu’nu Erdoğan’ın piyasaya sürmesi ile kıyamet savaşı hızlanıyor. Yaklaşık 40 yıldır ilişkileri sürüyor. 20 yılı aşkın süredir İran’da sığıntı yaşayan Hikmetyar’ın Cemaatı İslami grubunun 70 bin donanımlı ve tecrübeli gerilla savaşçısı bulunuyor. Kimseyi dinlemiyorlar. ÖKK ve Karargah’ı da dinlemeyecekleri kesin. Erdoğan’ı da bir süre sonra takmazlar. Böyle iç ve dış savaş için zemin hazırlandı. 2011 yılını iyi okumanız gerekir. Hz. Ali’nin Zülfikarı iki taraflıdır. Terörizmin babası olan Erdoğan'ın Afgan şeytanı Fatimi Hikmetyar'la nikahını kıyan yine Nusayri Saldıray Berk ve Mason Çerkez Çetin Doğan Paşalar oldu. Zındıka, tüm Süfyan ve Deccallerini değişik ülkelerde diktatör olarak koyup, sonsuz yetkiler verdi. Bu cinnet döneminde 1.2 milyar ölebilir. IŞİD ve türevi terörist örgütleri besleyip kontrol ettiğini zanneden Erdoğan ve Fidan, MİT; ÖKK, Hikmetyar gerillalarını kontrol edemezler. Ahiraman nifakçıları toplandılar.
Durum yeterince açık değil mi? Hz. Cebrail mi gelsin ve size gerçekleri ve fitneyi söylesin?
Sufice Kur’an’daki teşbihle desek, maymunlara ve domuzlara dönüştü zalimler. Allah, zulme, zalime yaklaşan cehennemde, ateşte buyurdu. Yani RED zeminde. Zalimlere, doğruları gözlerine sokarak yardımcı olmak lazım, ahirette bahane kalmasın. RED Kitabınız amel defteriniz olmasın.
https://www.academia.edu/32762916/RED_BOOK_2011_Silinen_T%C3%BCrkiye
15 Aralık 2013 ile 29 Mayıs 2014 tarihleri arasında yazdığım tarihi makalelerin hepsine bu eserden ulaşabilirsiniz. Tarihe not düşüyorum.
https://www.academia.edu/7199428/Eden_Bulur
https://www.academia.edu/32929761/RED_BOOK_2013_2014_Silinen_T%C3%BCrkiye
https://www.academia.edu/33043480/RED_BOOK_Silinen_T%C3%BCrkiye_2015_G%C3%BCnl%C3%BC%C4%9F%C3%BC
Ruh, insan ve kalbin devrimi! Red Book kitap ismi, üzerinde doktora yazdığım Amerikalı Psikiyatrist Carl Gustov Jung’ın aynı adlı eserinden ilham alınarak konulmuştur. Kırmızı Kitap. 2016’da Türkiye’nin nereye sürüklendiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Hz. Cebrail mi gelsin ve size gerçekleri ve fitneyi söylesin? Sufi yetmedi mi? Kanadalılar en çok ruh, insan ve kalpten soruyorlar. İnsanlık aleminin cevaplamada aciz kaldığı sorular bunlar.” Canadatürk gazetemiz, 14 yıllık faaliyetten sonra Erdoğan rejiiminin Kanada Türk toplumunu da ifsat etmesi nedeniyle Aralık 2016’da kapandı. Gül-i rana bahçelerinde derman İzini kokunu aradım ne gam Ruz-i mahşere kaldı sevdam Asude günlere kavgam Ye's yok ümitlere var duam... Süfyan içinde taşıdığı süfli hislerden ötürü Süfyan olurken, düşman gördüğü kişilerde safi duygularıyla saflaşıp nuranileşirler. Süfyan dünyaya delicesine bağlı olduğundan, dünyası elinden alınacak diye yapmayacağı melanet ve ihanet yoktur. Diktatörlüğü geçirmek için MİT baronları askerler, zulümleri 2016'da zirveye taşıdı, bastırıyor her kesimi. Güya Piyasayı rahatlatmışlar ki, kazandaki kurbağalar piştiğini anlamasınlar. Süfyan'ın neden firakı dalle olduğu bu eserde detaylı var. Nereden koştuğuna şek ve şüphe yoktur. Akılsıza söz yok. Süfyan rejimin defteri günlük serencamesi 2016'da bu kitapla dürüldü ve mezara kaldırıldı. Delil isteyene milyonlarca var. Bekliyorum sadece. Neyi! Allah’ın ilahi takdirini ve mutlak adaletini elbette. Sabırla..
https://www.academia.edu/32929581/RED_BOOK_2016_Silinen_T%C3%BCrkiye
Kırmızı Kitap. 2011’den itibaren Türkiye’nin nereden nereye sürüklendiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmada her yazarın ismi ve yayınladığı kaynak gösterilerek, 2017’de önemli gördüğüm yazılar alıntılanmıştır. Diğer makaleler, şahsım tarafından çeşitli medya organlarında 2017’de yayınlanmıştır. Savrulduğumuz, kırıldığımız Red. Red Book 2011’den itibaren Almanak serisi gibi oldu. Silinen bu hikaye, burada bitmedi. Süfyan Erdoğan, tüm medya organlarını kapatmakla kalmadı, arşivlerini de sildirdi. 1000 kütüphane kapatıldı. 10 binden fazla gazeteci işsiz kaldı, hapsedildi veya yurtdışına hicret etmek zorunda kaldı. Akademisyenlerde benzer akibete uğradı. KHK’lerle işinden edilen aydın sayısı ile 100 yeni üniversite kurmak mümkün.
Gladyo operasyonu 2011’de başladı. Bu nedenle Havuz medyasına yavaş yavaş dönüşen, devşirilen bazı yazarların 2011’de neler yazdıklarını okumanızda fayda var. Çizgim hiç değişmedi. Doğru ya doğru, yanlışa yanlış. Tarihin yok edilmesini gaye edinen ve Moğollara denk bir bilim, kitap ve insan yıkımı yapan Erdoğan ve AKP rejimi, Ergenekon ile ittifak kurduktan sonra ülkemizi yaktı ve yıktı. Bunun bir İslam devrimi olmadığı çok açık. Kemalist devrime de pek benzemiyor. Erdoğan bir Boston Korkuluğu ve ÖCÜ haline getirildi. Müslüman Hitler yapıldı. AKP, Nazi Partisi oldu, Süfyanizm’e hizmet eden devlet bürokrasisi ise SS subaylarına dönüştü. Yeni millet kancık oldu. Erdoğan'ın sapık Fatimiler zihniyetindeki Afganistan Şii şeytanı Gülbeddin Hikmetyar'ı Bakanlar Kurulu, tabi Saray kararıyla BM terörist listesinde olmasına rağmen, listeden keyfi çıkarması, büyük bir afetin habercisidir! Bu tekfirci cihadcılar hangi ülkeye girse orayı hepten topyekun yıkmıştır! En yobaz sözde müslüman türüdür. Hikmetyar’ın sahte Mehdi ordusu Horasan grubu’nu Erdoğan’ın piyasaya sürmesi ile kıyamet savaşı hızlanıyor.
https://www.academia.edu/32779528/RED_BOOK_2017_Silinen_T%C3%BCrkiye
Azerbaycan'ın 1991'den beri başarılı gazetecilik yapan ve herkesin saygı duyduğu, nice gazeteci yetiştirmiş, benzersiz faaliyetler gösteren özel ANS Tv'si 15 temmuz gecesi kapatıldı. Neden mi? 15 Temmuz'u Erdoğan yaptı ve Azerbaycan'da kurulan diktatörlükte ortaklıkları var dediği için. Özel televizyon en güçlü sesti. 16 temmuz öğleye kadar herşeylerine el konuldu ve işçileri atıldı, kimse onları savunamadı. Bakü yönetimi, 24 saat konuşmadan bekledi, çıkarcı İlham Aliyev 16 Temmuz gecesi Erdoğan'ı tebrik için aradı ve ANS'i nasıl susturduğunu anlattı. Durum bu. Ne derece kokuşmuşluk varsa AKP'de toplandı. Bunlara dayanamayan beyinler göç ediyor, zira ne zaman tüm birikimlerinin bu yobaz haramiler tarafından gasp edilip, ırzlarına geçileceğini bilmiyorlar. Çocuklarının geleceğinden endişeliler. Bu devirde münafığın ete kemiğe bürünmüş iki insan gözüken ifriti var: Erdoğan ve Perinçek. Dostlukları da düşmanlıkları da konjonktürel. Ergenekoncu ve Balyozcu paşaların ÖKK sistemi, 31 yılda kuruldu ve Yeşil Gladyo ile Yezid düzeni milyarlarca dolar harcayarak yerleştirdi. Perinçek sadece buzdağının önde gözüken domuzu. Asıl Yezidler arkada saklanıyor. İşkenceleri yapan, yaptıran İslam düşmanı Gladyo ekibi ve ÖKK’nın sivil görünümlü asker subay ve astsubayları. Hadiste diyor ki, Süfyan’ın ahirzamandaki bu fitnesinde devlet memuru olmayın, güvenlikçi asla, bürokrasi de çalışmayın, zulme ortak olur cehenneme gidersiniz. Gayet net. Zulmeden de sessiz kalan da yapan gibidir.
Sufi Terapi, 250'den fazla Sufi konsept ve terminolojinin eğitimi için seçilmiş 7 ana çatı şemsiye etrafında olumlu zihinsel değişimi kapsar. Nice Sufi alimler, evliyalar asfiyalar, İslam'ın Kur'an'ın özünü Sufi yaşamı anlatan had hesaba gelmeyen eserler yazdılar. Bunları yazacağız. “İlim öğren, kimse âlim olarak doğmaz, ilim sahibi ile cahil bir olmaz.” diyor İmam-ı Şafii. “Zahidler ahiretin padişahıdır. Arifler de zahidlerin” der Zünnun-u Mısri. “Peki, marifet nedir bilir misin? Taşlara bakan gözlerin çiçekleri görmesidir!” der Mevlana ve kalp yolunu gösterir: “Allah üstünlük bakımından gözyaşını şehitlerin kanı ile eş tuttu. Her insan yağmur damlası gibidir. Kimisi çamura, kimsi gül yaprağına düşer. O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.” Kibir ve kinin cennetde olmadığını en iyi bilendir. “Övülmekten hoşlanmak kadar ahmaklık düşünülemez.” diyen Bişri Hafi (r.a.) ile kalp ehli sultanların yolunu çizmiştir. "Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin. Basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin." diyen Sadi Şirazi aynı telden kalpten söylüyor. Sa'd-i Şirazi, “Allah eğer hikmetiyle bir kapıyı kaparsa, rahmetiyle başkasını açar.” diyor. “Düşmanınızın bile, insan olduğunu unutmayınız” diyen Hacı Bektaş-ı Veli ile “Cehennem dediğinde dal odun yoktur, Herkes ateşini buradan götürür” diyen Pir Sultan Abdal ile aynı yoldayız. Muhyiddin-i Arabi, vurgular: “Cenâb i hak sana hizmeti ibadeti farz kılmakla aslında cennetine girmeyi farz kılmıştır.” Hz. Ömer (ra), illa ki ahlaka değinir: “İnsanlığın şerefi aklıyla, asaleti diniyle; şahsiyeti ahlakıyladır.” Ve Hz. Ali (R.A): “Allah dostları o kişilerdir ki, insanlar dünyanın zahirî görünüşüne baktıkları zaman, onlar dünyanın iç yüzünü görürler.” Kalbin sahibi olan Allah, o kalbi işlettirmesini potansiyel tavırdan fiilen uygulamaya geçirmenizi, geliştirmenizi, Allah'ı anmanızı istiyor. Kalb dahi akıl gibi işleyecek. En büyük vasıta, velâyet derecelerinde zikr-i İlâhî ile zakirlik yolunda imani hakikatlara teveccüh etmektir. İnsanın kalbi ve zihni, binler âlemin mânevi haritasıdır. Ebedî, uhrevî, haşmetli bir makinenin âletleri, bir ilim kaynağı ve bilgi merkezidir. Tasavvuf, İslâmiyetin temel prensiplerine dayanarak, nefsi dünya alâkalarından ve sevgisinden kesip Allah’a ulaşma bilgisi. Ulaşılacak kemalat zirvesidir. Zalimler, Sufilere toslarlar. "İyi bilin ki, Allah'ın dostları için ne bir korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar." Yunus Sûresi, 10:62. Tasavvuf, tarikat, velâyet, seyr ü sülûk namları altında şirin, nuranî, neş'eli, ruhanî bir hakikat-i kudsiye vardır ama Vehhabiler ret eder.
Süfyaniyet Çağı Yolun sonunda Hakk’ın rızası varsa, başımızdan aşağıya meteorlar yağsa, balyozlar inip-kalksa, bizi potalara koysalar ve madenler gibi eritseler de yine katlanmalıyız!.. Bence, ye’se kapılmamak lazım. Çünkü tarihi tekerrürler devr-i dâimi içinde hadiseler, hep böyle cereyan edegelmiş. Mehmet Âkif, “Kânun-i İlâhî, göreceksin ki, değişmez.” diyor; göreceksin ki, değişmez âdet-i İlahî. Eğer değişseydi, Ulû’l-azim Peygamberler hakkında değişirdi. “Diğerlerini bırak!” sözü ile demeyeceğim, onların hepsi başımızın tacı; fakat şimdilik bahis-mevzuu etmeyelim onları. Hazreti Nuh (aleyhisselam); Kur’an, Ulû’l-azim peygamber olarak ifade buyuruyor mu, buyurmuyor mu? Hazreti İbrahim (aleyhisselam), Hazreti Musa (aleyhisselam), Hazreti İsa (aleyhisselam) ve medâr-ı iftihar, şeref-i nev’-i insan, ferîd-i kevn u zaman, Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm, Hazreti Muhammed Mustafa (sallallâhu aleyhi ve sellem). Şimdi zannediyorum- Alvar İmamı’nın ifadesiyle, “İnsanlığın İftihar Tablosu’nun başına gelenlerin onda biri eğer sizden birinizin başına düşseydi, araya kılıç girerdi!” Ne demekse?!. Ona (Alvar İmamı’na) göre böyle; ben bunu, kulaklarımla duymuştum. Fakat çevirip şöyle diyeyim; “O’nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) başına gelenler, Everest tepesinin başına inseydi, o tepe Lût gölünün dibine dönerdi!” Evet, O’na her şeyiyle medyunuz. “Medyûndur o ma’sûma bütün bir beşeriyyet / Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.” Evet, yol bu ise, başımızdan aşağıya meteorlar yağsa, balyozlar inip-kalksa, bizi potalara koysalar ve madenler gibi eritseler, yine de katlanmalıyız. Yol bu ise, yöntem bu ise, hedefte O’nun (celle celâluhu) rızası görünüyorsa ve o hedefte işaret alametleri Kur’an’ın işaretleri ise şayet, Sünnet-i Sahiha’nın işaretleri ise şayet, bence, dişimizi sıkıp katlanmalıyız. Çünkü katlanmışlar…
Bu cihanda deli diyorlar Sufi’ye, zira ayarı yoktur Eşek terbiyecisi, Parluş diyor hatun, manası yoktur Kamudan üstündür sözü, zira sevip sayanı da çoktur Hayvan terapisi yapar, dertliye deva çareleri çoktur Düz söyler sözü, eğip bükmez lafı, açık saçık kaçık Hiç makamındadır bir ayağı, pergel olan diğeri açık Rüya görmez Sufi, eşyanın gerçeğini görür tedebbür Belasını da Mevla’sını da arayan çarpar, hep tezekkür Aşk Saray’ında aşıklara cefa eylemek naz ü niyazdır Aşık o demdedir ki, çekse binbir derdi, havası ayazdır Can u cananı terk eyledi, dostan gelen belaya şerbetli İki cihandan geçmedir aşka nişan, görünüşü heybetli Aşkı Hüda tecelli eylemez kırık kalplerde yoksan eğer Sen yanmasan ben yanmasam, Kral Katır anırsa eğer Zalime minnet ezadır, kul olmaz kula, kuldur, Rabbi Hu Merhaba etmek gerek, sopayı asa bilip topuzu inen Hu Rüyeti Şir’in adı yok, sanı yok, makamı yok, hiçlik asan Rabbim Allah diyen yiğidi öldürün diyenleri bir bir asan Ölüm, rüyadan uyandırır, ölmeden ölenlerin rüyası yok Zulme rızası yok, kibir, kin, gurur, ucb: Cennette yeri yok Rüyeti Şir Waterloo, Ontario, Canada 13 Eylül 2017
Tutsak Bebek Beşik değil nasibine ranza düştü. Önlük yerine boynuna yafta düştü. Ömrüne daha yeni, hafta düştü. Bebek katiliyle bebeğim bir safa düştü Ortak oldu annesinin çilesine Erken geldi düzenbazların hilesine O da katıldı yusufların kafilesine Bebeğimin masumiyeti adalette lafa düştü Yavrum tanımıyor daha babasını, Parmalıklar ardına kurdu yuvasını, Dört duvar sanıyor dünyasını, Bebeğimin hürriyeti mahkemede rafa düştü. Daha kırkı çıkmadan kesildi sütten Maması yokken yargılanıyor örgütten Yer gök utanır, bu mahkumiyetten Bebeğime zindan, firavuna sefa düştü Bebeğim mahbusta büyüyecek, Minik adımlarla koğuşta yürüyecek, Omzunda bir dava yükselecek, Bebeğimin vebali mahşerde affa düştü. Oyuncağı zeytin çekirdeğinden tesbih Bu zülmü yazacak bir gün tarih Kabilden beri zalimin sonu aynı telmih Şimdilik bebeğime zindanda cefa düştü Musa Firavun'un sarayında büyüdü Yusuf zindandan sultanlığa yürüdü Calût Davut'un sapan taşında çürüdü Sabret bebeğim Rabbine hep vefa düştü Bir Anne
“Kanlı Tiyatro” “Deadly Theater” turns into Genocide! Zalimlere diz çökmeyeceğiz. Eziyet var. İşkence var. Cinayet var. Kaçırılma var. Cezaevinde 1 aylik bebek var, 80 yaşında ihtiyar. ZULUM VAR. Yok edemezler Allah müsade etmedikten sonra Var edemezler Çünkü haşa Allah değiller, zalimler… Reza Zarrab tam bir suç makinesi. Uyuşturucu, rüşvet, fuhuşa aracılık, cinsel saldırı, sahtecilik.. Erdoğan’ın ‘hayırsever iş adamı’ olarak görüp uğruna ülkeyi yaktığı Zarrab’ta suç adına yok yok. Atilla suçlu bulundu. AKP’yi zora sokacak bir dava daha geliyor .Gülen’i kaçırma planı deşifre oldu… ABD’de Michael Flynn ve oğlu Michael Flynn Jr. hakkında devam eden soruşturma kapsamında yaşanan sıcak gelişmede Fethullah Gülen’i kaçırıp Türkiye’ye getirmesi planları yapıldığı ve Flynn'ın 15 temmuz planlayıcısı olduğu ortaya çıktı ve Erdoğan'dan aldığı rüşvetler saçıldı. Flynn hikayesine Amerikalilarin tepkisi çok sert ve yerinde! Erdogan ve Putin ile işbirligi yapmış bir vatan haini olarak hapsi boylayacak! CNN sürekli bu haberi veriyor! Şaşkınlık içindeler: nasıl böyle birşey olur Amerika topraklarında diye. Meşhur eski Zarrab savcısı Preet Bharara ilginç bir twit attı: This alleged conduct by Michael Flynn is what we call un-American, unpatriotic and unlawful. Used to also be called unbelievable. lynn, Amerikan ana medyası tarafından çoktan vatan haini ilan edildi. Deliller çok net ve açık. Jurinin ne karar vereceği de belli. İlk defa böyle net bir ortak yayın görüyorum. Erdoğan ve Binali ağzıyla kuş tutsa hiç faydası yok. AKP’liler hala reyis satın alır sanıyorlar. Binali Yıldırım, New York Hahamlar Konseyi’nin 12 üyesine yalvardı yakardı, bizi bokderesine atmayın, sifonu çekmeyin diye amma Henry Kissinger daha fazla Erdoğan’ın ardında duramaz. Trump, Flynn’ı kaybetti. Dış güç vatan hainleri belli oldu. Cemaata ne iftira attılarsa özleridir! Erdoğan’ın Ekim Alptekin vasıtasıyla rüşvet verdiği Flynn ve Rus Büyükelçi Sergey’le seçime hile karıştıran oğlu federal hapsihaneye gidecek gözüküyor. Alptekin’de yanına konabilir. 15 milyon dları kimlere verdilerse tüyerler veya itiraf edilir. Anlaşma yaparlar. Acı son Erdoğan! Erdoğan ve saz ekibi , ABD ye her gittiğinde Musevi temsilcilere muhakkak hesap veriyor. Erdoğan “acırsanız acınacak hale gelirsiniz” gelirsiniz diye boşuna demiyor . Cemaat 50 yıldır tüm birikimini, kapasitesini, gayretini eğitim için harcadı Yemedi yedirdi Uyumadı gece ögrencilerin başında nöbet bekledi PKKnin molotoflarına kurşunlarına hedef oldu yüzbinlerce öğrencinin dağa çıkmasina engel oldu. 2274 eğitim kurumunu kapattI.
https://www.academia.edu/35774407/Silinen_T%C3%BCrkiye_Aral%C4%B1k_2017_S%C3%BCfyan_ve_Reza_Zarrab
Bilin, bilmeyin! Susun, susmayın! Görün, görmeyin! Fetö deyin, demeyin! Ülkesinden kaçmak zorunda olan bir kadın (yurt dışındaki kocasının yanına normal yollardan gidemediği için) üç çocuğuyla nehirde boğulmuş !!! O kadar çok zulüm birikti ki, 2 senelik bir zaman dilimine. Bu laneti bu topraklar kaldıramaz artık. Bu zulmu yapanlar, zülme destek vermek icin F** kelimesini bilerek ısrarla kullananlar, bu zülme sessiz kalanlar Allah'ın gazabı hepinizin üzerinize olsun. Allah topunuzu helak etsin. Hicret diyarına giderken, vuslata erdiler. Rabbim şefaatlerine nail eylesin. Zalimi ve avanelerini ise yerle bir etsin. Şehitlerimizin aziz ve pak ruhları için El-Fatiha. Suriye’deki zulümden kaçarken ölenlerin resmini görürdük. Şimdi de Türkiye... Mazlum aynı mazlum. Zulmü yapanların da birbirinden farkı yok. Nemrut, Firavun, Hitler, Saddam, Esed, ... Hiç farkları yok. Bir Aylan bebek vardı hatırlarsanız? Esed zulmünden kaçarken cansız bedeni Akdeniz sahillerine vurmuştu. İçimiz yanmış, yüreğimiz parçalanmıştı. Bugün 3 çocuk ve bir annenin cansız bedeni yunan sahillerine vurdu. Yandık Allahım! Sebep olanları sana havale ediyoruz! Bu halka bu ailenin ahi yeter. Allah simdi Turkiye’yi kaldirip lut golu gibi yerin 200 metre altina sokmuyorsa, bu faciaya sebep olan hainlerden, bu gariplerin intikamini alacagimiz gunlerin hatri icindir. And olsun, burunlarindan fitil fitil getirmeden ölmeyecegiz. Sen Hiç fırtınalı denizde yapayalnız,ciğerleri tuzlu suyun gazabına uğrayan,Nefessiz kalmış anababa'ya ağladın mı? Suçları yok ama KHKlıların Meslekleri alındı Hakları alındı. SGKları alındı. Pasaportları alındı. Gelecekleri alındı. Onurları alındı. Gözaltına alındı. Tutuklandı. Haaaaaaaaa unutmadan!!! bir de AH'ları alındı. Adaleti özledim ben,karanlıkların bittiği. Adaleti özledim ben,güzel günlerin geldiği. Adaleti özledim ben,mazlumların hakkını aldığı. Adaleti özledim ben,bebeklerin güldüğü. Adaları özledim ben,küskünlük kerim gittiği. Adaleti özledim ben,Masumun masum olduğunun ispatlandığı. İnsanlık tarihine Kara bir leke olarak geçeceksiniz!! Size Destek olanlar, Sessiz Bir Film gibi İzleyenler, Bu kara tarihte olmayacak. Ama Kendi Tarihleri Karanlık ve Utançla Dolu Olacak. Firavun zulmünü aratmayan bir döneme ait Kıyâmet'e kadar unutulmayacak bir kare!
https://www.academia.edu/35774363/Silinen_T%C3%BCrkiye_Kas%C4%B1m_2017_S%C3%BCfyan_ve_Maden_Ailesi
Eşini hapiste ziyaret eden anne 5 çocuğu araç parkında bırakılıp gözaltına alındı. Neden Evet demeliyim sorusunun cevabını AKPliler davranışlarıyla zaten veriyorlar. Bunlar yeterli mi? Büyük bir sitede oturuyorsun. Site yöneticisi iyi hizmet vermek için bütün tapuları üzerine istiyor. Evet dermiydin.!? Ancak Seçimde elbette Evet zorbalıkla çıkacaktı. Hırsızlar planını yapmıştı. İhtimale fırsat vermezlerdi. Medya, emniyet, basın, seçsis herşey ellerinde.. Biz herşeyi Rabbimizden bilmeli ve beklemeliyiz. Elbette sebebleri de yerine getirelim. Ama esbaba da çok bel bağlamalıyım.. Zulüm zirve yaptığında zırvasından zirvesine kadar herkes derdest edilir. İflahları sökülür. Bitti dediklerinde hepsinin işleri biter. Belki de tiranın meramına ermesi süreci çok hızlandıracaktır. Zirveden alaşağı edilecektir. Kim mi yapacak elbette Allah yapacak.. Allah facir, zalim birinin eliyle devlete dizayn veriyor.Yapılanlar Hz.Ömer gibi birinin elinde nur topuzu olup bin berakallah dedirtecek. Bugün şer gibi gözüken nice hadise günü geldiğinde bunda da bir hâyır varmış, ne güzel etmiş yaradan dedirtecek çoklarımıza.. Hala CEMAAT "Evet" mi HAYIR mi diyor? zırvalardı.. Oy verecek kimsemiz kalmadı. Umrumuzda da değil. Alayınız "f..ö sakızıyla oyalanın. Referandumdan evet çıkınca terör, kaos eylemler vs biter demek, bu halkı aptal yerine koymaktı, kandırmaktı. Bu çok ayıptı. Nitekim hileli sandık sonucu aybı gösterdi. Sufi açıkladı. 14 Nisan'da seçimin sonucunu 51.44 olarak duyurdum, gerçek oyları yüzde 33 idi. YSK'ya Saray'dan gönderilen talimata göre sandıktan sonuç zorbalıkla çıkartıldı. Sufi'nin sonucu evvelden bildirmesi bile zombileşen toplumun uyanmasına yetmedi. Sözde muhalefet hileli olduğunu bildiği halde sonucu kabullendi. Gladyo kararını vermişti: Diktatörlük kurulacak. Bu alçaklığa direnen Hizmet ve erenlerinden başka samimi mertler çok azdı. Vatan kahramanları hain gösteriliyordu. Kumpas daha bitmemişti.
https://www.academia.edu/32941240/REDBOOK_Silinen_T%C3%BCrkiye_Zul%C3%BCm_Zalim_ve_Ruh
Hitler, bir süre sonra kendisini doğuran II Wilhelm'i zehirletip Führer oldu. Meclisi yaktı, başkan oldu. Orduyu korkuttu. Kontrol bitti ve yıkımı kimse engelleyemedi. Allah, Malikül Mülk'tür. Gasp ettiğiniz mülk sizin değil, Allah'ın mülkü. Öğrendiğiniz ilim Allah'ın, Alimdir, Allemdir. İddianız nedir? Nietzsche öldü, Tanrı ölmedi. Hitler ve Stalin, 65 milyon insanın ölümüne yol açtı. Almanya 2 defa yıkıldı. Nietzsche: Despotluğun sonu ölümdür. Ölümlerin vebalidir. Erdoğan ile yol açılan skandal global ölçekli. Nietzsche, Mistik ve Sufi geleneğe hakimdi, transcendence ile insanların süper insan olabildiğini biliyordu. O halde Hitler neye lazımdı? Her birey ayrı bir dünyadır ve bir Tiran’ın kölesi olmayı ebedi ruhlar kabul edemez. İsyan çıkacaktır. Nietzsche'nin çözüm önerilerinden biri şuydu. Yüksek İnsan. Bu maddi değildi, maneviydi. İdeolojileri çöpe atmış, özgür insan kazanacaktır, insanlık ölmedi, mertlik ölmedi. Hizmet camiası bunu ispatlıyor. Erenler sabırlarıyla isyan etmeyerek zalimlere en büyük dersi veriyor. Yaptıkları zulümler, ölümler ve yıkımlarla Stalin ve Hitler, Nietzsche'yi haklı çıkardı. Bu firavunlar insanların inançlarını yok etti. Erdoğan kadar insanları münafıklığa ve dinsizliğe sevk eden ikinci bir Süfyan tarihte olmadığı için Büyük Süfyan diyorum. Ahirzamandaki Deccal. Nietzsche, Kral II Wilhelm'in Hitler'i doğuracağını gördü. Bizde Erdoğan Hitlerini Çevik Bir doğurdu ama görmek istemiyor AKPli domuzlar! Çıkarlarına göre yontuyorlar herşeyi. İslam davaları yok, Allahları yok, imanları gösteriş budalalığından ibaret. İç savaşı kim kazanır diye soruyorlar. Nietzsche'ye göre siz toplum olarak TSK içinde toptan kaybetmişsiniz bunca domuzluklara susarak. Dilsiz şeytan oldunuz. Tüm maskaralıklar sergilenirken, Askeri Vesayet, ÖKK yapısını Türkiye geneline yaydı ve sayısı 40 bine çıktı. TSK'nın dindarlarını 15 Temmuz tiyatrosuyla domuzca kesti. Ordu da olan budur. Profesyonel ordu için zaten orduda personel sayısını azaltacaklardı, piyongo dindar insanlara vurdu ve Peygamber Ocağı kesildi, doğrandı. Öte yandan Özel Harp Komutanlığı aşırı büyütüldü ve darbenin merkezi oldu. ÖKK Başkanı Zekai Aksakallı bu nedenle mahkemeden kaçırılıyor ve soru sorulmasına izin verilmiyor. Erdoğan eğer yaptığı hırsızlıklar ve tekfirci teröründe tek olsaydı, çoktan Askeri Vesayet onu yakalardı. Ancak polisleri hapse attılar! IŞİD’i yazan gazeteciler hapiste, 180 medya organı kapatıldı. 9 bin akademisyen işinde edildi.
https://www.academia.edu/32946326/RED_BOOK_Silinen_T%C3%BCrkiye_B%C3%BCy%C3%BCk_S%C3%BCfyan_ve_Sufi
-
Bitti bu iş! Manifesto falan filan, Geçin beyler bitti bu iş! Çevir çevir aynı yalan, Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Aynı potlar, aynı gaflar, On beş yıldır aynı laflar, Tek inanan artık saflar! Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Satman dedik duymadınız, Sata sata koymadınız!.. Yiye yiye doymadınız, Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Yiyip içip saçtınız be, Üretmekten kaçtınız be, Kaç fabrika açtınız be? Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Hatta yerken basıldınız, Köşelere kısıldınız, Laf ebesi kesildiniz, Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Bina, zina haddi aştı, Tokilerle doldu taştı, Yerler, gökler betonlaştı, Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Tünel-münel, yol-mol hallet, Yaptığınız her şey illet!.. Ceremeyi çeken millet, Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Yol yaparak yol buldunuz(!) Yol yaptıkça mal buldunuz, Şeye sürün bol buldunuz!.. Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Götürene hay maşallah, Götürmeyen eh inşallah!.. Yeter artık hadi yallah... Geçin beyler bitti bu iş!.. *** İl il gezen büyük başlar, Konuşurken şurdan başlar! Üniversite kurmuş..muşlar... Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Üniversite tamam, var da, Mezun olan sokaklarda... İş-güç yoktur hepsi darda, Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Tek adamlık nerden çıktı? Sıktı bre artık sıktı! Sizden olan sizden bıktı, Geçin beyler bitti bu iş!.. *** O diyenler, git gez artık, Kıç kılıyım demez artık!.. Hayvan terli yemez artık, Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Korku sardı dağları bak, Birbirine namert, alçak, Diyenlerin bu ittifak!.. Geçin beyler bitti bu iş!.. *** Arif der ki; örtmeyin hiç, Sağa, sola sürtmeyin hiç, Kıçınızı yırtmayın hiç, Geçin beyler bitti bu iş!..
https://www.academia.edu/36851305/RED_BOOK_MAYIS_2018_Silinen_T%C3%BCrkiye_SIR_KAPISI
Süfyancı çapulcu sürüsü, ‘Çatlayın patlayın yıktık’ diyor. Siz de bu malzemenin üzerinde tepiniyorsunuz. Amacı o zaten. Yarına kadar bununla yetinin, yarın sıradakini tedavüle sokar, tekrar deşarj olursunuz. Eğer gerçekten canını sıkmak istiyorsanız, yok sayacaksınız. Emin olun, kürsüden inince rapor veriyorlar, “Efendim Twitter’ı çıldırttınız, sizi konuşuyorlar” diye. Dünya gazeteleri ve ajansları Kosova’da kaçırılan Türklerle ilgili haberlerde “kidnapping” kelimesini kullandı. Bu kelime, İngilizce’de “insan kaçırma” demektir, kaçırma eylemi için kullanılır. Eğer birileri paketlenip getirilecekse.. PKK’nın elindeki üst düzey MİT elemanlarını getirsenize..! Öttüler orada, geriye doğru devletin tüm kirli ilişkilerini anlattılar, PKK da bunu kameraya çekip dağıttı. Biteceksiniz! Vallahi de biteceksiniz, billahi de biteceksiniz! Bana bir haşmetli zalim saltanat ve bir kahpe diktatör gösterin ki; enkazları üzerinde kendi köpekleri bir parça et daha kapabilmek için birbirini yemiş olmasın! AKP istihbaratının Kosova'daki son kaçırma operasyonunda Türkiye Büyükelçiliği lojistik, planlama ve tutukluluk merkezi olarak kritik rol oynadı. Kaçırılan kişilerin fotoğraflarının Priştine Büyükelçiliği'nde Anadolu Ajansı tarafından çekildiği ortaya çıkarken ilk anda kaçırmanın illegal olduğunu söyleyen yetkililer ilk başta Anadolu Ajansı'nın Priştine fotomuhabiri Erkin Keci'yi sorgulaması gerekirdi. Erdoğan, kirli ilişkiler ağını kullanarak ülkelerde işbirliği içinde olduğu örgütler eliyle masumları kaçırtırken son işi olan Kosova'da Başbakan Ramush Haradinaj'ın kaçırmalara tepki göstererek İçişleri Bakanı ve İstihbarat Başkanı'nı görevden almasına kızdı. Kirli çetesine toz kondurmuyor. Sözde İstanbul Hukuk Barosu başkanı CHP'li ÖKK elemanı Metin Feyzioğlu, dün kaçırılma işlemi tamamlansın diye Kosova'ya gitti. Mehmet Haberal, ETÖ adına soykırım projesini ısrarla uygulatıyor.
15 Temmuz kanlı kumpasının hesabını sormak bu milletin namus borcudur! Bu açıklıkta bir iç yapım ihanetini görememek için, ancak yandaş beyinli olmak gerekir! "Fitne her eve girecek, Birçok kişi, az bir dünyalık karşılığında dinini feda edecek" Zaman Ahir zaman... Günün günden beter geldiği bir dönemi idrak ediyoruz.. Fitne hiçbir devirde ülkemizi, milletimizi ve topyekün insanlığı böylesine kuşatmamıştı.. Fesat hiçbir dönemde hava ve su gibi ümmetin hücrelerine böyle sinmemişti.. Şeytan hiçbir devirde böyle yüksek bir performansla insanın damarlarında cirit atmamıştı.. Nefis hiç bir zaman vicdanı böylesine esir alıp mahkum etmemişti.. Nifak, ümmet için tarihte hiçbir devirde bu denli parçalayıcı olmamıştı.. Zulüm hiçbir zaman zirveye çıkıp böyle rekor kırmamıştı.. İftirak hiçbir zaman karı-koca, anne-baba, evlat-kardeş, dost-arkadaş, akraba-komşu arasında, yani aynı çatı altında böyle sinsice hortlamamıştı.. Zulüm hiç bir zaman böyle alçakca ve kalleşce yeni doğum yapmış annelere ve yeni doğan bebelere kadar inmemişti.. Kainatın İftihar Tablosu “Kitabu’l-fiten ve’l-melâhim” başlığı altında nakledilen hadislerde âhirzamanda cereyan edecek dehşetli hadiseler ve fitnelerden haber vererek engin şefkatini ve ümmetine düşkünlüğünü ortaya koyuyor. Peki ümmeti O`nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) ümmetinin başına gelecekleri adım adım, teker teker haber vermesine mukabil bu uyarılara ne kadar dikkat etmekte ve ne ölçüde kıymet verip anlama gayretindedir? Malesef müslümanlar imanlarını kaybedecek, ahiretlerini yakacak kadar, dünyalarını perişan edecek kadar hadiselerin akıntısına kapılmış, adeta sele kapılan çer çöp gibi bir meçhule doğru akmaktadır.. Peki nereye bu gidiş nereye kadar. Elbette her şeyi elinde tutan Kahhar, Cebbar ve Muntakim olan Allah`ın (cc) müsade ettiği yere kadar..
https://www.academia.edu/36627955/RED_BOOK_Silinen_T%C3%BCrkiye_Kerizleme_Cinneti_MART_2018
Belçikalı çizer Pierre Culliford'un oluşturduğu çizgi roman ve animasyon dizisinin ismidir "Şirinler". İlk olarak 1958'de Pierre Culliford tarafından çizgi roman olarak yayınlandı. 1981'de Tv’de gösterilen Şirinler büyük ilgi gördü. Yıllarca Türkiye'de de yayınlanan çizgi dizi, birçok ülkede, yüksek izlenme oranlarına rağmen gösterimden kaldırıldı. Ana tema olarak sosyalizm ve komünizm çağrışımından dolayı yazarı eleştirildi. Şirinler'in İngilizce adı olan "Smurf" kelimesinin "Socialist Men Under Red Flag"ın (Kızıl Bayrak Altındaki Sosyalist Adamlar) kısaltması olduğu iddia edildi. Bu iddianın bir şehir efsanesi olmadığına inanıyoruz. Şirinlerin hayatında herşey mükemmel; paylaşım var, eşitlik var, adalet var. Mantardan bir köyde mantarların içinde yaşıyorlar. Şirin Köyde komün bir yapı var. Para birimi yok, malları değiş-tokuş yapıyorlar. Herşeyi paylaşıyorlar. Her şirinin özel bir yeteneği var ve bu yeteneğini toplumun faydasına kullanır. Ama her yetenekten bir tane var. İkinciye gerek yok. Herşey kendi köylerinde üretiliyor. Dışardan gelen bir şey yok ve kendi kendilerine yetiyorlar. Dünyaya kapalılar. Gözlüklü Şirin sürekli eleştiriyor ve sürekli kitap okumasına rağmen sevilmiyor. Tek tip insan modeli var. Şirin baba hariç hepsinin kıyafeti de aynı. Renkleri de aynı. Şirin baba sihir uzmanı. Usta şirin çok seviliyor sürekli kulak ardında bir kalem; sürekli çalışıp icadlar yapıyor. Gargamel ise komünizmin baş düşmanı kapitalizme benziyor. Azman da; Gargamel'e yardım eden bir kedidir. Her zaman Şirinleri yemek isteyen baş düşman. Şimdi; hayal değil, bir Avrupa ülkesinde şirinlere benzer bir hayat yaşayan bir halkın dramını beraberce okuyalım. Hezeyanlı gelgitlerle ülkeyi yok olmanın eşiğine getiren Enver Hoca'nın çağdaşı Belçikalı çizer Pierre Culliford'dan etkilendiğini düşünüyorum. Mantara benzeyen Bunkerler, komün hayat ve zihinlere konmuş blokaj bana garip kalmış ülkemi hatırlatıyor. Şartlanmış zihinler her akşam Tv başına toplanıyor. Tv’den yayılan nükleer sızıntı; kimini coşturuyor, kimini uyuşturuyor, kimi melankolikleri de romantikleştiriyor.
Süfyan Erdoğan ve Ruscuk 15 Temmuz taifesi, Suriye'de battı. Soçi’ye katılan, AKP’nin kurduğu heyet içerisinde Ammar El Haddavi de vardı. Herif, 2014’ten 2017’nin ortasına kadar Deyrezzor’da IŞİD’in genel ilişkiler sorumlusuydu. 15 temmuz 2016 naylon Darbeden 6 ay önce, direkt Putin'e bağlı olan stratejik araştırmalar merkezine giden Vatan Partisi heyeti: "Amerikancı darbe olacak, NATO'cu subaylar temizlenecek, Türkiye Rusya'ya yanaşacak" dedi! Perinçek Rusyanın Erdoğan'da Perinçek kayığına binmiş ve kıyamet savaşı sahnede. Ortaasya Türklerine 100 yıl zulüm yapan Kırım Tatarlarını vatanlarından süren Azeri Türklerini katleden Türklere soykırım yapan Ermenistana Azeri topraklarının %20'sini işgal ettiren Camileri kapatan Türklere dilini dinini örf ve adetlerini yasaklayan Rusyadan Türk'e dost olmaz. Kars'ı 80 yıl işgal eden. Abdülhamit zamanı İstanbul Yeşilköy'e (Ayastefanos) kadar inip zafer anıtı dikende Ruslardı. Osmanlı yı yıkan devlet Rusyadır Düşünün ki Karadeniz bir türk gölü iken bu hale getirten rusların desteğini alarak 15 temmuzu yaptı hainler. Yeryüzünde ki en saçma dostluk nitelendirmesi Ülkeler arasındaki olduğuna inanılanıdır.. Süfyan suçlu, bunu herkes biliyor, ardındaki koruma çetesi zındık yerel ve global İslam düşmanı ve sonuna kadar ayakta tutup yıkıyorlar. Türkiye’nin dostları artık İran’dır, Irak’tır, Suriye’dir, Rusya’dır, Çin’dir ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’dir. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kapısını çalıyor Türkiye. Milyarlarca dolarlık ceza ekonomi çökertecek ve Süfyan savaş ekonomisi ile sıkıyönetime geçti. 'EN AZ SUÇ İŞLEYEN HAKAN ATİLLA' "Mehmet Hakan Atilla için de ABD'de bu davadan yargılananlar arasında en masum olanı diyebiliriz. Masumiyet derken, atılı suçlar arasında en az suçu işlemiş olanı. Mehmet Hakan Atilla ast üst ilişkisi içinde o günlerde (dava sürecinde) dinlediğim tapelere göre de ilk başta bu işlere zorla dahil edilen bir adam rolündedir. "Benim beklentim bu nedenle Atilla'nın daha hafif bir ceza alacağı yönündeydi. Bu durumda 11 Nisan'da büyük bir ceza ile karşı karşıya kalacak. Ancak başrol oyuncularının hepsi Türkiye'de ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Mehmet Hakan Atilla'ya sahip çıkmamış bir iktidar var ama zaten sahip çıkmamasının temel nedeni bu işin ucunun kendi bakanlarına kadar uzandığını bilmeleri. 'ZARRAB'A NE OLDUĞUNU KİMSE BİLMEYECEK' "Türkiye açısından da daha ağırlaştırılmış konular gözüküyor.
Geçtiğimiz asrın en ağır sürgününü yaşamış bir halkın son temsilcilerinden Hırant Dink, “Ne zaman bir ağaç diktik de meyvesini yiyebildik ki” diye sormuştu; katledilmeden önce… Bazısı, o meyveyi yiyebilmek için toprağından kopmaktansa, kendinden kopmayı yeğler. Bu da zordur. İlkinden dönüş vardır da, ikincisi dönülmez yoldur. Bazısı ise fikrini terk edeceğine, fikrine tahammül edemeyen ülkesini terk eder. Gidenlerin ruh halini, şair Murathan Mungan birkaç sözcüğe sığdırmıştır: “Aslında giden değil, kalandır terk eden…” Bir başka göçmen, Theodor Adorno, “zihinsel sürgün”ü, “insanın evdeyken, kendini evinde hissetmemesi” diye tanımlıyor. Ev, içinde çokça şiddet ve mutsuzluk barındırsa bile, istikrarlıdır. Baba ocağıdır, ana kucağıdır. Şiddetli fırtınada sığınabileceğiniz, elinizi attığınızda aradığınızı bulabileceğiniz bir güvenli limandır. Şimdi bir an için, dönecek bir eviniz olmadığını düşünün. Bir ömür boyu iğneyle kuyu kazarak biriktirdiğiniz ne varsa alınmış elinizden…. Vücudunuzun şeklini almış huzurlu koltuğunuz, rahat yatağınız, gözününüz nuru kütüphaneniz, kediniz, köpeğiniz yok. Hepsini bir anda geride bırakıp, dibini göremediğiniz bir boşluğa atlamak zorundasınız. Ve bu sadece, onaylamanın konforu yerine itirazın riskini seçtiğiniz, boyun eğmediğiniz için ödediğiniz bedel… Bunu ödememek için boyun eğer miydiniz? Bizim yaşadığımız trajedi, bu soruya “Hayır” dediğimiz içindir. İktidarın propagandasını hûşu içinde dinleyen büyülenmiş kitlelere, “Bunlar yalan. Uçmuyorsunuz, uçuruma düşüyorsunuz” diyebilecek bir cesaret, peşinden cezayı, yalnızlığı ve sürgünü getirir. Karşılaşacağınız ilk cümle şudur: “Sen buraya ait değilsin.” İşin kötüsü, gideceğiniz yerde de sizi bekleyen cümle budur. Bir süre sonra müzmin bir yabancı olduğunuza siz de inanmaya başlarsınız. Ve Stefan Zweig’in cümlesine gelirsiniz: “Hiçbir yere ait değilim.”
Erdoğan Roma Valisi Herod'a da benziyor. Bu nedenle Roma dilinde konuşayım biraz, gerçi ölü dil ama: IGNATUM IGNATIUS... Özgürlük yenecek... Hz. Meryem, Hz. İsa ve koruyucuları Hz Yusuf, Mısır hicretinden Herod öldükten sonra döndü kurtarıcı olarak. Lakin 3 yıl dayanabildi ROMA! Firavun Bey; sizin sonunuz da farklı olmayacak. Saddam, Kaddafi, Hitler, Pinochet vb... Kainatın kanunu bu. 'Men dakka dukka'... Erdoğan'ın Pakraduni olduğu ve dedelerinin Osmanlı'yı parçalamak için özel görevlendirildiği resmi belgeleriyle devletin elinde. Bunların hepsi ortaya saçılacak. Firavun'un arkasından giden hacı-hoca takımı başlarını duvardan, duvara vuracak... 17-25 Aralık'ta 'terörist' olarak yaftaladığınız yargı ve emniyet birimleri, devletin namusunu kurtardı. Taptığınız hırsız suçüstü yakalandı. 17-25 Aralık kapatılamaz, kapatılamayacak. Bu yara dikiş tutmaz. Çok yakın bir zamanda herkes buna şahit olacak. Hırsız sürüsü ip gibi hakim karşısına dizilecek. 'Harami evlatlarıyla beraber'... 'Sıfırladın mı oğlum' cümlesini ve o cümlenin ağızdan çıkarken yansıttığı korkuyu kim unutabilir? Firavun korkudan dört dönerken; derin abileri ve siyonist akrabaları yardıma yetişti. Ama o da bitti artık. Eğer Firavun o aylar da adalete teslim olup, suçlarını kabul etseydi; hırsız olarak yargılanacaktı. Yapmadı. Şimdi hem hırsız, hem katil (15 Temmuz'un faili) hem hain olarak yargılanacak. Suriye'de Şebbihalar, Mısır'da Baltacılar, Türkiye'de AK Milisler. Hepsini aynı akıbet bekliyor. Yani her terör örgütünü bekleyen akıbet. Bu millet AKP, CHP, MHP'nin ve benzerlerinin birbirinden bir farkı olmadığını anladığında uyanmış olacak. Ona da bir şey kalmadı. Bir kez daha yazayım: Siyasi partileri boykot edin. Ankara'da hiçbir şey sizin gördüğünüz gibi yürümüyor. Bu Faşist düzen gidene değin gerçekleşecek her seçim 'seçilmişlik' değil 'atanmışlık' üzerine olacak. Yani siz oy verip, seçtiğinizi zannediyorsunuz ama o iş öyle değil. Önceden belirlenen adaylar baskın rejimin işaretiyle atanıyor. Sandık, seçim bu işin 'demokrasi var' sosu. Ne Adnan Oktar, ne de Recep... İkisi de Mehdi değil. Duyurulur... Karakışın ortasındayız ama o güneş doğacak. Gün karanlığı boğacak. Kimsenin ettiği yanına kalmayacak. Bu kadar masumun ahı gelip onları bulacak. Ömrü olan görecek.. '2019 Anadolu'yu bölme ve devleti yıkma planı' dairesinde birçok şer hareketi icra ediliyor. Millet uyuyor, ülke elden gidiyor. 'Yesinler birbirini' diyerek bebeklerin kodese girmesine dahi ses çıkarmayıp, içten içe soykırıma götürüyor.
SEN KENDİNİ KURTAR! DARBE LİDERİ HULUSİ Akar Haziran 2016’ya kadar kendi programını uyguluyordu. Fakat Saray’ın MİT destekli sıkı markajı sonunda DARBE BİR NUMARASI RECEP TAYYİP ERDOĞAN ile anlaşmak zorunda kaldı. Pazarlıkları mezara kadar gider mi bilinmez ama en iyi ihtimalle görevden alınır en kötü(!) ihtimalle de yargılanırdı! AKAR’DAN DANIŞMANINA “SEN YAT HASAN ÇALIŞIYOR” Akar cemaatle “Terzi Hasan” üzerinden doğrudan ilişki kuruyordu. Terzi Hasan, Akar’a her yıl 10 takım giydirmenin yanısıra medyada Akar lehine haberler de çıkartıyordu. Terzi Hasan ile Adil Öksüz arasında irtibat var mı henüz bilinmese de Öksüz’ün MİT’e çalıştığı artık neredeyse kesinleşti. Akar da RTE ile yaşadığı güven bunalımının farkındaydı. Markaj ekibini tek tek tenhada sıkıştırıyordu. Abidin Ünal’ın Erdoğan kaçamak buluşmasını yüzüne vurmakla kalmadı, özel takibe de aldı
https://www.academia.edu/41246102/SELF_DARBE_15_TEMMUZ_SEN_KEND%C4%B0N%C4%B0_KURTAR_APTALLIK_OYUNU
AKPLİLER AÇ DEĞİL, HALK AÇ. 20 YERDEN HAYBEDEN MAAŞ ALAN HARAMİLER AÇ OLUR MU? Halk aç ama nereye kadar devam edecek ülke toz duman içinde uçurumdan düştü medya üç maymunu oynuyor millet uyuyor asıl gerçekleri bu millet ne zaman görecek medyanın pof poflaması ile iyi görünüyor ülke ama bütün tv lerden tiksiniyorum artık hepsi yalakalık yapıyor… Fırat’ın batısındaki radikal/cihatçı ve terör gruplarının sorumluluğunu Rusya nasıl Ankara’nın sırtına yüklediyse, sanırım şimdi de Fırat’ın doğusunda ABD, IŞİD esirleri/savaşçılarının sorumluluğunu Ankara’nın omuzlarına yükleyecek. Türkiye, bu bataklığa daha fazla girmemeli. Ortadoğu’dan çıkan ABD’ye karşılık Ortadoğu’ya dönen Rusya… O bölgedeki IŞİD’lilerden artık Türkiye sorumlu olacak. Uyku yok, kulağıma gelen şeyler uykumu daha da kaçırıyor.
Çalamazsınız… Gasp eden gasp edilir. Hırsızlayan ızdırap çeker. Döner dolaşır eşyası.. Mülkü Allah’tan çalamazsınız… Gıybet gıybet edene. Ölü eti yemek haramda.. Eşeklere caizdir etimiz… Hayatları çalamazsın.. KAHRAMAN POLİSLERİN ELİNİ AYAĞINI ÖPMEK İÇİN SIRAYA GİRME VAKTİ GELMEDİ Mİ? Ey Hırsız, iman çalarsın. Çektirdiğini çekersin. Ölmeden azabı tadarsın. Kulun hakkını çalamazsın… OĞLUM PARALARI SIFIRLA! TÜRKİYE’DE BÜYÜK BİR YOLSUZLUK OPERASYONUNUN DÜĞMESİNE BASILMIŞTI. ERDOĞAN ANKARA’DA, OĞLU BİLAL İSE İSTANBULDA ÇAMLICADAKİ VİLLASINDADIR. OĞLU BİLAL’İN SABAH 08.02 TE TELEFONU ÇALAR. ARAYAN DÖNEMİN BAŞBAKANI ERDOĞAN’DIR. ERDOĞANIN AVUKATLARI MAHKEMEDE SES KAYDI İÇİN NEDEN TEKNİK İNCELEME YAPILMASINI İSTEMEMİŞTİR? TAPENİN GERÇEK OLDUĞUNUN ORTAYA ÇIKMASINDAN MI ENDİŞE EDİLMEKTEDİR? İKİ GÜN BOYUNCA TAŞINAN PARA MİKTARI NE KADARDIR? BU RAKAMIN 1 MİLYAR DOLAR OLDUĞU DOĞRU MUDUR? BU PARALAR ERDOĞAN AİLESİNİN VİLLALARININ ALTINDA NE ARAMAKTADIR? BİLAL TELEFON GÖRÜŞMESİNDE “NE OLACAK BABA SENİN PARAN VAR” DİYEREK BU PARALARIN BABASINA AİT OLDUĞUN SÖYLEMEKTEDİR. PEKİ BABASI DÖNEMİN BAŞBAKANI ERDOĞAN BU KADAR PARAYI NASIL VE NEREDEN KAZANMIŞTIR? BİR SİYASETÇİNİN BU KADAR PARASI OLMASI VE BUNLARI EVİNİN ALTINDA SAKLAMASI NORMAL MİDİR? OĞLU BİLAL’İN İFADESİ İLE KENDİSİNİN OLDUĞU ANLAŞILAN BU PARALARI ERDOĞAN NEDEN MAL VARLIĞI BEYANINDA DEKLARE ETMEMİŞTİR? BU PARALARI BANKAYA DEĞİL DE NEDEN VİLLALARININ ALTINA SAKLAMA GEREĞİ GÖRMÜŞTÜR? ERDOĞAN BU KADAR PARAYI GÜVENİP EMANET EDEBİLECEĞİ KİMSE YOK MUDUR DA YÜKSEK GÜVENLİKLİ KENDİ VİLLALARININ ALTINDA SAKLAMIŞTIR? KENDİ PARTİSİNDE BİLE GÜVENEBİLECEĞİ KİMSE YOK MUDUR? 17 ARALIK OPERASYONU OLUNCA NEDEN O PARALARI KAÇIRMAK ZORUNDA KALMIŞTIR? O PARALAR NEREYE GÖTÜRÜLMÜŞTÜR? ERDOĞAN NEDEN BU PARALARIN BİLİNMESİNİ İSTEMEMEKTEDİR? TELEFONDAKİ O KISIK SES TONUNUN, O ENDİŞENİN KAYNAĞI NEDİR? ERDOĞAN BU SORULARI BUGÜN OLMASA DA YARIN ENİN DE SONUNDA, YARGI KARŞISINDA CEVAPLAYACAK.
https://www.academia.edu/41483481/%C3%87ALAMAZSINIZ_YAV%C5%9EAKLAR_Faruk_Arslan
KASIM 2019'DA SOYKIRIM KUDURDU VE 9 GÜNDE GÜNÜN ENLERİ… HİZMET’E VE KÜRTLERE ÖLÜMÜ GÖSTERİP ‘SITMAYA RAZI OLUN’ DENİYOR. İLK DEFA DETAYLI 11 SAYFALIK SOYKIRIM ANAYASASI 109 MADDE. NASIL ELİMİZE GEÇTİ? NİYE 2000’DE TAM YAYINLAMADIK. 28 ŞUBAT 2012’DE TAM YAYINLANDI. GAZETECİLİK İYİ MÜNAFIKLIK KÖTÜDÜR... Putin’in Kremlin Kateon Enstitüsü kurucularından Alexandr Dugin, Saray rejiminin ortağı Perinçek’le yaptığı görüşmede Türkiye, Rusyanın işgal ve ilhak ettiği Kırım’ı ve Abhazya’yı tanısın karşılığında Rusya KKTC’yi tanısın” teklifinde bulundu. Perinçek teklifi saraya iletti. AKP Kırım’ı tanırsa şaşırmayın.. Perinçek: “Elimde Erdoğan’a ait 38 tane telefon konuşması var. Hepsi hırsızlık ve yolsuzluk” Erdoğan’ın bu iddiaya karşı kükrediğini veya savcıların harekete geçtiğini duydunuz mu?? Perinçek’in: “Erdoğan bizim çizgimize geldi” sözlerini anladınız mı? SOYKIRIM PROJESİNİN 1999 MGK ORİJİNİ. ERDOĞAN BUNU UYGULUYOR. HARFİYEN. HİÇ MİLİM ŞAŞMADI. SUÇLULAR!
15 Temmuz 2016’da İLGİNÇ TELEFON TRAFİKLERİ…ŞİRİN ÜNAL, CİHAT YAYCI VE HÜSEYİN GÜRLER 21.30’da ERDOĞAN’IN SOKAĞA İNME METNİNİ KONUŞUYOR. ŞİRİN ÜNAL, SAAT 16.00’DA AKARLA, 6.10’DA FİDANLA METNİ KONUŞTU. 23.30 HANDE FIRAT’A RECEP ÜNAL’IN METNİNİ OKUYOR. FACETİME NUH YILMAZ İŞİ… ETÖCÜ, BALYOZCU PAŞA SONER POLAT, VATAN PARTİSİ’NDE PERİNÇEK’İN YARDIMCISI VE DOĞU’NUN YAZDIĞI ERDOĞAN’IN FACETİME KONUŞMASINI CİHAT YAYCI, ŞİRİN ÜNAL ARASINDA EDİT EDEN İSİM. POSTA AST. HÜSEYİN TRAFİKTE KURYE. NUH YILMAZ MİT’DE HANDE FIRAT’I AYARLIYOR. TİYATRO SÜPER. POLAT ÖLDÜ. MUHALEFET, BAŞTA CHP O KADAR KORKAK Kİ, SONER POLAT PAŞA’NIN 15 TEMMUZ’DAKİ AKTİF ROLÜNÜ BİR KEZ SORGULAMADI. PERİNÇEK’İN FACETİME KONUŞMASINI YAZDIĞINI HALBUKİ BİLİYORLAR. SONER BUNU VİSKİ İÇERKEN ANLATIP PERİNÇEKLE ÇOK GÜLMÜŞLERDİ. GÜYA PERİNÇEK DARBEYİ DUĞİN’DEN ÖĞRENDİ. KOMİK VE KAFİR ADAMLAR… PERİNÇEK AKLIYLA SOKAĞA ÇIKAN VE HAYATINI YİTİREN 251 VATANDAŞIMIZ HESABINI BAŞTA ERDOĞAN, PERİNÇEK, CİHAT YAYCI, NUH YILMAZ, HULUSİ AKAR, HAKAN FİDAN, HÜSEYİN GÜRLER VE SONER POLAT’DAN SORMALIDIR. POLAT ÖLDÜ, DİĞERLERİ YAŞIYOR. HALKI ÖLÜME GÖNDERMEK SUÇTUR. KATİLLERİ DE SADATCI.
3 yılda iftira başlarına çöktü. 15 Temmuz… TSK’daki ve bürokrasideki tasfiyeler… Tüm darbelerden daha yıkıcı oldu… 358 generalden 240’ı nasıl ‘Cemaat’ten oldu? 15 Temmuz’a iki ana çerçevede yaklaşılabilir. Bunlardan birincisi, darbe girişiminin gerçekleşme sürecinin incelenmesidir. İkincisi ise, sonuçlarının analiz edilmesidir. Kanımca birincisi konusunda çok yararlı incelemeler mevcut. Bunlar arasında son dönemde özellikle Adem Yavuz Arslan’ın 358 Generalden 240’ı nasıl “Cemaat’ten” oldu? Başlıklı yazısı dikkat çekicidir ve mutlaka okunmalıdır. Yine gazeteci-yazar Ahmet Nesin, gerek yaptığı internet TV-programlarıyla, gerekse de yazdığı analiz yazılarıyla 15 Temmuz’u ele alıyor. Bu bakımdan mutlaka takip edilmeli. Genellikle iki yaklaşım var, 15 Temmuz’u analiz eden. İlki, 15 Temmuz’un gerçek bir darbe girişimi olduğunu ve bastırıldığını kabul eden yaklaşım. İkincisi, 15 Temmuz’un gerçek bir darbe kalkışması olmadığı ve tümüyle kurgulanmış, rejimin otoriterleşmesine meşruiyet devşirme görevi üstlenmiş bir kalkışma olduğu.
Recep Tayyip Erdoğan; Ahmet Davudoğlu ve Binali Yıldırım; Irak ve Suriye’de yol açtıkları ‘crime against humanity’ suçları nedeniyle er veya geç yargılanacaklar. Parti pırtı kurmayı; devlet istismarı ve soygunu bıraksınlar da Suriye yanlışı hesabını versinler. 15 temmuz’u Suriye yanlışına karşı çıkanlara karşı kumpas olarak organize ettiler ve yalanlarını savunmaktan münafık oldular. TSK ve Türkiye esir, rehine: 15 Temmuz’un Ruslara Gebeş Kurbağa Soykırım Faşist Rejimi enkaza döndü! Gebeş kurbağa faşist rejimi oldukları için viyaklıyorlar. Hesap soruyoruz ama hesap vermiyorlar. Çamura yatan yatana… Cıvık cıvık Kurbağa sesleri… Ciyak! Kaz Dağı yoluk yoluk. Yolan Saray ve Erdoğan… Demokrasi güzeldir. Lakin Hazinemiz soyuluyor. Goldaş altın soygununda Erdoğan ve Zarrab ortaklığı bedelini ödetiyorlar… Skandal dosyayı belgeleriyle açtım. Bu yüzyılın en büyük gazeteciliği. Bu soyguna katılan, gözyuman, susanlar asıl suçlulardır. Gerisi hikaye. Şok haber budur işte. Akciğerlerimiz sökülüyor. Bu soyguna dur diyecek vatan evladı hiç kalmadı mı? Erdoğan’ın Reza Zarrab ile 2007’de başlayan Goldaş Altın Şirketi yolsuzluk raporunu, devletin uzman polislerinin ve SPK’nın raporlarını ekte kamuoyunun dikkatine sunuyorum. İncelendiğinde görülecek ki Erdoğan’ın mutlaka ve Zarrab’ın yeniden Türkiye’de yargılanması gerekiyor. Tamamen kendi cebine çalışan Erdoğan büyük bir dolandırıcı…
28 Şubat'ın 22. yıl dönümünde komedi dramanın en büyük incisi 15 temmuzda darbe yapan, 2003'de ilk denemede başarılı olamayan darbeci Balyozcu Çetin Doğan'dan geldi: 28 Şubat başarılı olsaydı 15 Temmuz olmazdı... Oysa gerçekte MGK, Nisan 2000 MGK’sında Çevik Bir ve Çetin Doğan ile aşağıdaki 109 soykırım emrini Kabul etmiş ve Ecevit hülümetine dayatmıştı, 2011’den beri Erdoğan’a harfiyen aynen uygulatıyor. Bu haberi il yazan muhabirim, 19 Ağustos 2000’de, Zaman gazetesinde. Haber Müdürümüz Ali Akkuş, 28 Şubat 2012’de tam metnini yayınladı. 11 sayfalık belgeyi ele geçirdiğimizden 12 yıl sonra kamuoyuna Zaman duyurdu. Dine küfür metinleri MGK’da resmî rapor olmuştu. 28 Şubat’ı yaşatmak için 109 emiri Askeri Vesayet Gladyo dayattı. 28 Şubat 1997 COLD COUP’dan 15 Temmuz 2016 SELF COUP’a evrilen Askeri Vesayet Rejimi, 109 maddelik Soykırım Projesi anayasasını adım adım aynen uygulatıyor. Bu ahmak metni hiçbir politikacı uzun yıllar imzalamamıştı, Erdoğan, Gül, Şener ve Arınç’a 2004’de imzalamak nasip oldu. MGK diktası ve SÜFYAN Erdoğan ile bugünlerde BİN kata dönen zulüm eser sahnede... Zaman Gazetesi’nden Ali Akkuş, 28 Şubat’ı irdelediği yazısında dine küfür metinlerinin MGK’da nasıl rapor olduğunu anlattı. 109 maddelik soykırım anayasası 11 sayfadır, 28 Nisan 2000 MGK’sında ilk defa Çevik Bir tarafından Ecevit hükümetine sunulmuştur. Tuhaf olan Dönemin “Batı Çalışma Grubu” komutanı Şahin Kuyucu, 15 Temmuz’dan sonra sahte ‘FETÖ’ bağlantısı sebebiyle TSK’dan ihraç edildi. Çetin Doğan ve Çevik Bir ekibi ise 15 Temmuz’da TSK tepesine oturdu. Erdoğan güçlülere oynadı. 15 Temmuz komedisinde Aziz Çakmak’ın çoluk çocuk soykırım yapacağız davasını savunmakta Hilal Kaplan’ın kardeşi Fatih’e düştü 18 bin Başörtülü hapsedildi AKP ile.
https://www.youtube.com/watch?v=1brZuo5u81k
Derin devlet ETÖ; 28 şubatla TR’de dindarları linç etmek adına kendileri için çok kullanışlı ve faydalı bir aparat keşfetti: Siyasal islamcılar 28 şubatı Erbakan’a imzalattırıp yasalaştırdılar 15 temmuzu Tayyibi kullanarak yaptılar, OHAL’i hayata geçirip dindarları ezip geçtiler.
AfSV’nin yayımladığı Hizmet prensipler ise şöyle; PRENSİPLER: 1. Her türlü hizmet faaliyeti kanuni ve ahlaki çerçevede olmak zorundadır, bu konuda taviz verilemez. Şeffafiyet ve hesap verebilirlik konusunda bulunduğumuz toplumun standartları esastır. Yaşadığımız ülkede toplumun güvenini sarsacak ve hareketi şaibeli hale getirecek faaliyetlerden kaçınılmalıdır. Kurumsal olmayan faaliyetlerin de tamamen kanunlara uygun, ahlaki ve hesap verebilir olması esastır. 2. Her sosyal/inanç tabanlı grubun kurumsal olan ve olmayan yönleri olabilir. Önemli olan kurumsal rolü olanlarla kurumsal rolü olmayan kişiler arasındaki ilişkilerde yukarıda zikredilen kanunilik, ahlakilik, şeffafiyet ve hesap verebilirlik prensiplerine riayet edilmesidir. 3. Kurumsal yapıların kendi aralarındaki ve toplumsal tabanla ilişkilerini daha şeffaf bir zeminde yürütebilmeleri için karşılıklı anlaşmalara dayanan ve temsiliyet esasına göre katılımcıları belirlenen haberleşme, koordinasyon, müzakere platformları kurulabilir. 4. Karar verici olan, icra rolü üstlenenler; mesuliyet almak, şeffaf olmak ve hesap vermek durumundadır. Şahsi sebeplerden dolayı bu şartları sağlayamayanlar karar verici rolü üstlenmemelidir. Bu mevzuda bizden beklentisi olan muhataplar, yaşadığımız ülkenin idaresi ve entelijansiyasi yanında, hareketin kendi tabanı ve özellikle geleceğinde önemli rol oynayacak olan gençlerimizdir. 5. Yönetici, yönetim kurulu ve hak/söz sahiplerinin (stakeholder) hiçbirinin kurumsal yapılar üzerinde tahakkümü ahlaken kabul edilemez. Bu kesimlerin her biri yaşanılan ülkenin hukuki mevzuatı ve ahlaki normları çerçevesinde kendine düşen rolü oynamalı ve rollerinin sınırlarını aşmamalıdır. Bütün karar verici rolleri için dönem süresi ve sayısı belirlenmelidir. 6. Kurumların yönetim kurullarında, liyakat ve çoğulculuk prensibine uygun şekilde farklı kesimlerin temsili esastır. Bu bağlamda esnaf, profesyonel, akademisyen, eski göçmen, yeni göçmen gibi kesimlerin ve özellikle pozitif ayrımcılık yaparak bayanlar ve genç neslin yönetim kadrolarında bulunmaları sağlanmalıdır. 7. Hizmet katılımcılarının kurduğu her kurumsal yapı aynı zamanda hem yereldir hem de yerelle sınırlı olmayan bir temsil rolü ve hareket tabanıyla ilişkisi söz konusudur. Kurumsal yapıların gerek yönetim kurullarının teşkili gerekse faaliyet planlarında bu yerel-genel dengesinin göz ardı edilmemesi gerekir. 8. İnsan kaynaklarının tespiti, geliştirilmesi ve ihtiyaç sahipleriyle buluşturulması konusunda objektif, rasyonel ve toplumun şeffafiyet normlarına uygun mekanizmaların kullanılması gerekir.
Kaybetmedik Kaybetmediğin kaybolmaz Hiç bir şey yok olmaz Geride bırakır iz ve an Değişen sadece mekan Gitti sanırsın hatıraların Hiç bir şey gitmez Bir iz bırakmadan Saklambaç oynar Özlediğin kaybolmaz 1. Kaybetmediğini kaybedemezsin Mahzun geceden sabaha kadar Tutsak anılarımı ver İçinde özlenen bir anı İçimizde yaşıyor her anı Varlık yıldızdır, gülümser Büyürken seni hep izler Değişmez an, belki zaman Kaybolmuşların döner Söz eder özlediklerin Belki ki bekler her an Hiç bir şey kaybolmaz Değişen belki mekan Orada durur kaybolmuşlar Körebe oynuyorlar hepsi İyi uykular kaybolmuşlar Kaybetmediğin yok olmaz Geçmiş anılar tutsak eder Gidenler döner ansızın Rüyalarında döner sızın Özlenen bir kaç eğlence Bahar gelir elbet bize Gözlerini kapat, uyu Kaybolmuşlar bulur Şefkat var içimizde Bak bekliyor zaman Yorgun kuşlar döner Düşlerindedir aşkın Kuşlar öter, yorgun ölüm Baş aşağı gidiyor dünya Herşeyin sorumlusu kim Kara Çar Şamba Baba Tepetaklak kör ve şaşı Tersten bakın o zaman Yürüyor kaplumbağalar Bakışını bir değiştirsen Yalanları göreceksin Korkmayın bakıştan Olduğunuz gibi olun Olmadığındır harap Teslim olma, Danset Örtülerin altında gizlenme Karanlığa karşı danset Işıklara doğru danset Yolunu bulacaksın Bir mum yak hemen Karanlık bitecek Gündüz yap geceyi Sapma yoldan derviş Suratını asma sakın Hiç pes etme, asla Elbet güneş doğar Çıkarsın semalara Kalbi olan kazanır Yeni başlar yaşam Doğruyu seçen özgür Rüyeti 31 Aralık 2018’den 1 Ocak 2019’a Yeni Yıl Gecesi… Waterloo, Can Ada
Denizli’de kendini başörtüsü ile asan Canan Ş. ve Dudullu’da Cami minberine asan Teğmen Adem Gürbüz’in hatırasına ithaf ediyorum… SÜFYAN ERDOĞAN REJİMİNDE MÜSLÜMAN MÜSLÜMANA KIRDIRILIYOR. BAŞÖRTÜLÜYE BAŞÖRTÜLÜ ZULMEDİYOR. GLADYO’NUN BÜYÜK BAŞARISI: VURUN KAHPE FERİDE ÖĞRETMENE. FRANSIZ MASON LOCASI VE MİLLİ GLADYO HİÇ KABUL EDEMEDİ HİZMET’İ… FAŞİST EGEMEN TERÖR ÖRGÜTÜ… Vurun Kahpeye.. Vermeyin Kahve.. Assın kendini.. Dudullu’da Adem… Vurun Kahpeye.. Can kaçsın Dündar.. Canan başörtüsüne idam.. Can Canan öğretemesin… Canan Ş. Rehberlik öğretmeni, 2 çocuk annesi yetim. Baba hapiste KHKli ağlar… Vurun Kahpeye.. Vermeyin paye.. Assın kendini.. Başörtülü Anne… Vurun Kahpeye.. Vursunlar Dink’i.. Ayakkabısı delik.. Mazlum ölsün Hrant… Ürkek güvercin kalbi ağlasın diye faşizm.. Vurun Kahpeye.. Saklansın Cudi’de.. Garip doğsun Raheel.. Dul kalsın Ağrı’mız… Vurun Kahpeye.. Şehidimiz Muhsin. Terzidir Semihimiz. İdris Nebi ulle biçer… Aydın namusu öldü. Osman Kavala iddianamesiz hapiste çürütülüyor. Vurun Kahpeye.. Kerbela her günümüz.. Zeynelabidin Zaho’da.. Kayser Boydaklansın… Vurun Kahpeye.. İpek olur Alimiz. Akın olur Meleğimiz. Melekler ölmez… Vurun Kahpeye.. Dinmesin acımız.. Ölsünler Tahsin.. FURKAN.. Kan kussun Ahmet.. MERVE… Vurun Kahpeye.. Ağlasın Melek… Yıkılsın askerimiz. Kalmasın Anadolu… Vurun Kahpe’ye.. Yetim öksüz bebeler.. Hapis olsun gerçek.. Yalan Kral olsun… Vurun Kahpeye.. Kazansın zalimler.. Hırsızlık kazansın.. Terör korkun olsun… Vurun Kahpeye.. Yer gök inlesin.. İslam yıkılsın.. Gariptir Hizmet… Vurun Kahpeye.. Cahil küfretsin.. Alimler kaybolsun.. Hz. Hızır kızsın… Vurun Kahpeye.. Ki Hz. İsa gelsin.. Mehdi gelsin.. Kessin hepinizi… Vurun Kahpeye.. Öğretmen ölsün.. Doktor kalmasın.. Dervişler ağlasın… Vurun Kahpeye.. Esma Firsdevste.. Halime Gül su olsun. Dünya sizin olsun… Vurun Kahpeye… Hatice boğulsun.. Meriç kan ağlasın… Feridun gülümsesin… Vurun Kahpeye.. Kimse kalmasın. Kimse yok mu desin.. Kimsesizler yok olsun… Vurun Kahpeye..
HATALAR HATAY’I GÖTÜRÜYOR. Tüccar siyaseti, tam gaz RUS DUVARINA karşı… ERDOĞAN VE AVRASYA İHANET ÇEMBERİ EKSENİNDE RUSYA PUTİN İLE TERÖRÜ HATAY’A TAŞIYOR. NATO’DA UMUT… ERDOĞAN’A MUTLAK İKTİDARI SUNAN PUTİN… GÜLÜYORLAR… VATAN EVLATLARI AĞLIYOR… ERDOĞAN NEDEN HATAY’I RUSYA’YA VERİYOR? NEDEN MUTLU? SÜFYAN ORDUSU İÇİN ZAMAN KAZANDI. REZALET. 206 ŞEHİT VAR. Anlaşılan, Beştepe, “Şehitler Tepesi”ni boş bırakmayacak… Bayağı eğlenceli sanırım Erdoğan için… İdlib, Türkiye sınırında “el-Kaide Emirliğine” bir gecede dönüşmedi… İdlib taştı taşacak… Geçtiğimiz hafta sonu Dera ve Kuneytra’dan yaklaşık 3 bin kişi daha yine İdlib’e transfer edilmiş: Rus Savunma Bakanlığı Suriye Dera’daki savaşçıların ateşkese razı olduklarını, silahlarını teslim edeceklerini, kendilerine yeni dönemde verilecek statü hakkındaki görüşmelere başlayacaklarını, buna razı olmayanların ise aileleriyle İdlib’e gitmeyi kabul ettiklerini açıkladı. Rus haber ajansı Sputnik Hatay için “Çalıntı Bölge” haberi yaptı. İçimizde Atatürkçülük maskesi altındaki Rusçulara duyurulur! Hatay, anavatanın bölünmez bir parçasıdır! Suriye’de görevli TSK personelinin kurduğu Watsap gruplarında bu hain saldırının arkasında Perinçek’çi Rus sızması subayların olduğu ima ediliyor. 65. Mekanize Piyade Tugayı 1. Taburunun konumunu Ruslara ordu içindeki bu ajanların verdiği söyleniyor. SPUTNİK TR’nin BAŞINDA KİM VAR? -Erkin öncan. Kim bu Erkin? -Perinçek’in manevi oğullarından,TGB eski il başkanı! TSK;15 Tmz ile neden imha edildi? -Öncelikle Hatay’ın başına gelecekleri görünce anlayacaksınız. TSK içine sızmış “Dost Kuvvetler @AydinlikGazete ” “olayı büyütmek istemeyen” müttefikleri RUSYA ile koordineli bu saldırıyı gerçekleştirdiği kanaatindeyim. Kim bunlar diye sormayın ERGENEKON SOYKIRIM KOMİTESİ bu saldırı ile “28 Şubat 1000 yıl sürecek” mesajını yineledi…
DARBE OLSAYDI, NE OLURDU? Dostlarım, tanıdıklarım, tanımadıklarım pek meraklı! Sohbetimiz esnasında, hem sosyal medya üzerinden hemde telefon açıp ülkemizde ne zaman askeri darbe olacağını öğrenmek istiyorlar. Bazen kendimi darbeleri erken haber vermeden sorumlu gazeteci gibi hissediyorum. Herkes ülkemizde olan bitenlere bir anlam veremediklerini söylüyor, sitem ediyor ve soruyorlar: “Darbe yakın mı?” Gülsem mi, ağlasam mı bilemiyorum. Darbe olması için daha ne olması gerekiyor acaba! “Twitter’da elinde kılıç önüne geleni kesip doğruyorsun, ne oldu sana Allah aşkına?” diyenler halime pek şaşkın! Takipçim twitter’da bir ayda 4 binden 35 bine çıkmış, her makalemi yüzbin kişi okuyormuş. 8 yıldır faaliyet gösteren kişisel siteme yoğun girişler olduğu için kapasite artık taşımıyor. Açık açık yazayım mı, eğer bir darbe olsaydı, ne olurdu! Bir dostum, “sen bir fenomen oldun ama sakın Türkiye’ye gelme, öldürürler” diyor. Niye diye sormadım. Ülkeye bir paranoya hakim, aslında bir darbe oldu kimse adını koymak istemiyor. Başbakan, “dostmodern” diye tanımlamak istedi “post kurtarma” darbesini! Benim tesbitim, bu bir “Yeşil Neo-28 Şubat ” sivil darbedir ama askerler arkada saklanıyor. Eğer bir darbe olsaydı, HSYK’da bir değişiklik yapılır, 12 Eylül 2010’da halkın referandumda evet dediklerine itiraz edilir ve hayır denilirdi. Üstünlerin hukuku geçerli olur, elit bir oligarşi halkla alay eder gibi tasfiye yapardı. Bir darbe olsaydı, ilk önce HSYK yasası yeniden değiştirilirdi! Eğer bir darbe olsaydı, darbeleri engelleyen, Ergenekon, Balyoz, casusluk ve 28 Şubat operasyonlarını yapan 2000 polisi darbeciler hemen sürgün ederdi. Bir darbe olsaydı, Ergenekon’un intikamını darbecileri soruşturan savcılardan alırlar, savcı ve yargılayan hakimler sürgün edilir, yetkileri tırpanlanır, tenzili rütbeye uğrarlardı! Eğer bir darbe olsaydı, medya organlarına devlet el koyardı, devletleştirir, tekel haline getirir, çok sesliliğe izin vermez, sustururlardı. Bir darbe olsaydı, devlete paralel gazeteci ve yazarlar türer, devlete yaslanırlar, çirkefleşirler, toptan tüm medya pespayeleşirdi! Eğer bir darbe olsaydı, Anadolu’nın bağrından çıkmış dindar vatan evladı şeytanlaştırılır, devlet kurumuna sızdı diye kapı önüne konur, itibarı zedelenirdi. Bir darbe olsaydı, iftira, yalan ve çamur atmada yarış yapılır, hatta ülkenin en temiz insanlarına ‘Haşhaşin’ denirdi! Eğer bir darbe olsaydı, ülkemizin yurt dışında medarı iftiharı, alnımızın akı olan Türk okullarını kötüleme furyası başlatılır, devletin büyüğü büyükelçilerine talimat gönderir ve karalama kampanyası yapardı.
TSK'DA BÜYÜK YIKIM SÜRÜYOR. 15 TEMMUZ 2016’DA SAHNEYE KONAN ÖZEL HARP KOMUTANLIĞI GLADYO OPERASYONU TİYATROSU DEVAM EDİYOR. TÜRKİYE'Yİ YIKIYOR. GENERALLER VE SUBAYLAR BİTTİ, SIRA ASTSUBAYLARA GELDİ. SORGUSUZ SUALSİZ, YAŞ KARARI DAHİ OLMADAN RESMEN ÇÖLE ATIYORLAR VE ÖZLÜK HAKLARINI DAHİ VERMEYİP TAZMİNAT TALEP EDİYORLAR. NİCE GENÇ TSK MENSUBUNA 5 YILDIR OPERASYON ÜSTÜNE OPERASYON YAPILIYOR VE İŞSİZ, AİLESİZ BIRAKILIYOR. KENDİ KENDİNİZE DARBE YAPAN DARBECİLER DARNECİ OLMAYANLARA DARBECİ DİYEREK ‘FETÖMETRE’ ADLI HİÇ BİR KURALA VE NATO SİSTEMİNE UYMAYAN KRİTERLERLE NATO ORDUSU TSK’YA AVRASYA EKSENİ İLE KAZIK ATIYOR... ÇAKMA DARBENİN AĞIR FATURASI: TSK YIKILDI VE FETÖ JARGONU İLE ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ... DARBECİLERLE ORTAK OLAN ERDOĞAN, TÜM SUÇLARINI MASUM OLAN HİZMET CEMAATİ ÜSTÜNE ATARAK GÜNAH KEÇİSİ YAPIYOR VE YAPTIRIYOR. TÜM DÜNYA GERÇEKLERİ GÖRDÜ, BİLİYOR. 15 TEMMUZ ERDOĞAN, MİT VE ÖZEL HARP DARBESİNİ İNCELEYEN BELGESELİN YÖNETMENİ J. LORENTZEN: “AB, NORVEÇ, ALMANYA İSTİHBARAT SERVİSLERİ İLE GÖRÜŞTÜM. 15 TEMMUZ'UN ARKASINDA GÜLEN'IN OLDUĞUNA İNANMIYORLAR. ERDOĞAN İLE İLGİLİ HER ŞEYİ BİLİYOR AMA SUSUYORLAR' DİYOR. NATO, ÇOKTAN KENDİ İÇİNDE YAYINLADIĞI GİZLİ RAPORUNU, ZATEN BİLEN ERDOĞAN'A JOE BİDEN İLE BİR KEZ DAHA 16 HAZİRAN 2021’DE İLETTİ. 15 TEMMUZ ASRIN EN BÜYÜK YALANI. HİÇ BİR DEVLET BU YALAN ÜZERİNE DEVAM EDEMEZ. ER VEYA GEÇ GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMA GİBİ BİR HUYU VARDIR... FARUK ARSLAN 15 TEMMUZ 2021.
Copyright © 2020 Sufi Therapy Counssellin - All Rights Reserved.
Powered by GoDaddy Website Builder
KİTABU'L ASFÂR Muhyiddin İbni Arabi & By @yokokadr Faruk Arslan
Satına alma platformları
GOOGLE PLAY https://play.google.com/store/books/details?id=ViKDEAAAQBAJ…